Rahman olan, Rahim olan, Yüce Allah'ın isimleriyle başlayalım konusuna inşallah…
Evveli Rahmet, ortası mağfiret, sonu ise ateşten azad olan Mübarek Ramazan ayı bizlere okuyanlara, ümmeti Muhammede hayırlı olsun, hayırlara vesile olsun bizlere şefaatçi olsun…
Rabbimize hamdusenalar olsun; Bire on, bire yüz, bire yedi yüz, bire binlerin verileceği yine mübarek üç aylar, günler ve geceler geldi hakkını verebildiysek geçti gitti. Oysa bu gün ve gecelerde yürüyenler koşmalıydı, konuşanlar susmalıydı, yatanlar ise kalkmalıydı.
Yüce Rabbimizin ne kadar zengin, ne kadar cömert, ne kadar affedici ve bağışlayıcı ki isyan edenleri, günah işleyenleri bile rahmet ve mağfiretiyle af ediyor ve kucaklıyor dolayısıyla Yüce Allah (cc)'a binlerce Hamdler olsun…
O Yüce yaratıcı biz kullarını çok sevdiğinden bir dostunun diliyle “…Gelin kim olursanız, ne olursanız olun, yine gelin.” düsturuyla İşlenen günahlara,hatalara, kusurlara karşın tevbe ve istiğfarla onun kapısından ayrılmamamızı istemektedir. Çünkü Allah (cc)'nın kapısı, ümitsizlik kapısı değil, diye ferman ediyor.O kapıya yönelen, boş dönmez, mahzun olmaz, kaybetmez aksine hem bu dünyasını hem de ahirettini mamur edip makamından, mevkisinden, şahsiyetinden hiç bir şey kaybetmeden yüzü güler. Bakınız : Bir gün İbrahim b. Edhem, bir gün Dicle kenarında oturmuş yırtılan eski hırkasını dikmekle meşgulken onun bu hâlini gören bir zat yanına yaklaştı: Ey İbrahim! Belh'in hükümdarlığından vazgeçtin, şu hâline bak, sorarım sana ne kazandın, ne kaybettin ? Adam bu soruyu sorduğunda İbrahim b. Edhem elindeki iğneyi Dicle nehrine atıverip daha sonra balıklara seslenir. Ey balıklar Allah(cc)'ın izniyle " İĞNEMİ GETİRİRMİSİNİZ?" Seslenmesi henüz bitmişti ki, Dicle nehrinden binlerce balık ağızlarında birer altın iğne ile başlarını uzaktılar İbrahim b.Ethem Hz.ne. İbrahim b. Edhem Hz. balıklara seslendi: Onları istemiyorum, ben kendi iğnemi istiyorum. Bütün balıklar suya girdi, bir tek balık ağzında İbrahim b. Edhem'in iğnesi alıp suyun üstüne çıkarak iğnesini uzatır.Bu manzarayı seyreden adama İbrahim b. Ethem dönerek der ki : Evet Belh hükümdarlığını terk ettim – kaybettim AMMAA! Kazandığım şeylerin en küçüğü budur, gerisini var sen düşün. Diyerek adamın cevabını anlının ortasına bir balyoz gibi vurur.
Büyük tasavvuf ehli olan Zünnün Mısrî der ki: Recep ekme ayı, Şaban sulama ayı, Ramazan derleyip toplama ayıdır. Hiç şüphesiz herkes ne ekerse onu biçer, ne yaparsa cezasını ve mükafatını görür. Bir kimse ekimi bırakırsa, hasat zamanı ekmediğine pişman olur. Kıyamet gününde ise çok kötü duruma düşer.Hz. Peygamber (sav) Efendimizde “ Dünya ahiretin tarlasıdır.” Buyurarak ahiret hayatının dünyada kazanılacağını bizlere özellikle vurgulamışlardır.
Ya kardeşlerim İşte Allah (cc) için yapılan terkler,onun yolunda yapılan ibadetler, verilen hayır ve hasenatlar hiç zayi olur mu? Yüce Resul (sav) Ey Ümmetim, ey müslümanım diyenler : dikkatli olun nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz kabirlerinizden öyle kalkarsınız, kabirlerinizden nasıl kalkarsanız öylece Yüce Allah (cc)'ın huzuruna ve benim şefaatimi almak için, gelirsiniz. buyurmaktadır.
Müminlerde uhrevî duygular bu ayda ve bugünlerde coşarak doruğa ulaşır, dünyanın faniliği, âhiretin bakiliği bu ayda daha fazla düşünülür, daha şuurlu şekilde ibadetler yapılır.
Ramazan ayı, bir yıllık maddi ve manevi kirlerden temizleneceğimiz, insanî duyguların coştuğu, tevbe edip hakka yönelme şuurunun geliştiği maddî ve manevî bir terbiye ayıdır.Hep dünyamızı tamir ediyoruz, âhiretimizi ise harap bırakıyoruz. Bundan dolayı insan mamur ettiği yerde kalmayı ister DEĞİLMİ?, harap bıraktığı yere gitmeyi asla arzulamaz! Hâlbuki mecburen ve istisnasız olarak gideceğimiz yer olan ahiretimizi nolur harap bırakmayalım. İşte içinde bulunduğumuz ramazan ayı bunu tamir etmek için bulunmaz büyük bir fırsat ve dönüm noktasıdır.
Bu ay yardımlaşma ayıdır.
Bu ay sabır ayıdır, sabrın mükafatı ise cennettir.
Bu ay çok okuma; az yeme; muhasebe; diriliş ve yeniden yapılanma ayıdır.
İbadetlere değer katan en önemli özellik ‚ihlâs'tır. İhlâs bir işi sâdece Allah için yapmak demektir. Oruç bu özelliği çok iyi yansıtır. Çünkü bir kimsenin oruçlu olup olmadığını bilemeyiz. Bunu ancak Allah (cc)'la kendisi bilir.Dolayısıyla üç nevi oruç vardır : Görüşünceye dek Evveli Rahmet,Ortası Mağfiret,sonu ateşten azad olan Ramazanımız nefsimize, neslimize, beldemize, memleketimize, ülkemize hayırlar getirmesini dilerken hoşça kalın dostça kalın…
Yusuf ÇAKICI – Yalıhüyük KONYA