Hicreti Nebi (SAV)622 -2-

Rahman olan, Rahim olan, Rafi olan, Mu'ız olan, Müzil olan, Semi olan, Basir olan,
Hakem olan, Adl olan, Latif olan, Habir olan Halim olan ,Yüce Allah (cc)’ın  isimleriyle başlayalım inşallah…

Nihayet Hz.Peygamber (sav)’e tuzak kurulduğunu haber verince Hz.Peygamber (sav)’ de durumdan haberdar olur olmaz derhal Medine’ye hicret etmeye karar verdi. Bir öğle vakti Hz. Ebu Bekir (ra)’in evine gitti.Allah (cc)’ın kendisine hicret izni verdiğini bildirdi. Hz.Ebu Bekir (ra) uzun süreden beri beslediği deveyi Hz.Peygamber (sav)’in emrine tahsis ettiğini bildirdi. Hz.Peygamber (sav) parasını ödemek suretiyle kabul edeceğini söyledi ki bu deve-nin adı Kasva idi. Hz. Ebu Bekrin (ra) kızı Esma ve Aişe yolculuk için azık hazırladılar. Hz. Peygamber ve Hz.Ebu Bekir (ra) yol kılavuzluğu ile ünlü Abdullah b.Üreykit adlı kişiyi kıla-vuz olarak kiraladılar.Hz.Ebu Bekir (ra) kılavuza develeri teslim etti.Üç gün sonra Sevr Dağı ’nın eteğinde buluşmak üzere sözleştiler. Abdullah b.Üreykit henüz islamı kabul etmemişti, Ama maharetli bir kılavuz olmasının yanında güvenilir bir kimseydi de. Aslen dil kabilesin-dendi; Kureyş’inde sehm kolunun antlaşmalısı idi.Hz.Peygamber (sav) evine dönüp üzerinde bulunan emanetleri Hz.Ali (ra)’a sahiplerine vermek üzere bırakarak gece yarısı Ebu Bekir (ra)’ın evine gitti. Evin arka kapısından çıkıp, yaya olarak Mekke’nin beş bin kilometre  güneybatısında bulunan Sevr Dağındaki Mağaraya gizlenmek üzere gittiler.Mağarada üç gün üç gece kaldılar. Bu sırada Hz.Ebu Bekir(ra)’in azatlısı Amir b.Füheyre koyunları sağıp on-lara içirmek üzere ikram ediyordu. Kureyşliler sabah olup Hz.Peygamber (sav)’in yatağında Hz.Ali (ra)’ın yattığı görünce hayal kırıklığına uğradılar. Hz.Ali (ra)’yı önce Harem-i Şerif’e götürüp hapsettiler.daha sonra serbest bıraktılar.Bu arada Hz.Peygamber (sav)’i öldürene 100 deve ödül vereceklerini Mekke’nin her tarafına ilan ettiler.Ve Mekke’yi karış karış ara-maya başladılar.Bir grup izini takip ederek Sevr Dağı’na geldi ve Hz.Peygamber (sav)’in mağaranın ağzına kadar geldiklerinde Hz.Ebu Bekir (ra) endişelendi. Hz.Peygamber (sav)” ((Tevbe 40 yaz)) Üzülme Allah bizimledir” buyurdular. Hz.Ebu Bekir (ra) Şöyle anlatıyor.  Bir ara başımı kaldırdığımda Kureyş casuslarının ayaklarını gördüm ve Ya Resulüllah bunlar eğilip baksalar bizi görürler dedim.Resulüllah sus ya Ebu Bekir.İki yoldaş ki,Allah (cc) onla-rın üçüncüsü dür, hiç endişe edilir mi ? buyurdu. Kur’an-ı Kerim’de bu hususa işaret ederek “Eğer siz Elçi’ye yardım etmezseniz,o zaman bilin ki o’na yine Allah yardım edecektir,tıpkı o hakkı inkara şartlanmış olan kimseler O’nu yurdundan sürüp çıkardıkları zaman yardım
ettiği gibi,  ki o gün yalnızca iki kişiden biriydi: saklandıkları mağaradayken Elçi arkadaşına “Üzülme” dedi “Allah bizimle beraberdir.Ve derken Allah O’na katından bir sükunet bir gü-ven duygusu bahşetti.O’nun sizin göremeyeceğiniz  güçlerle destekledi.Ve böylece hakkı in-kara şartlanmış olanların davasını bütünüyle yere düşürdü.Allah’ın davası ise böylece her zaman ki gibi üstün ve yüce kaldı.Çünkü Allah, kudretçe en üstün, hüküm ve hikmetçe en uludur.”( Tevbe 9/40 Kur’an Mesajı Meal Tefsir Muhammed ESED c1.s.359)
  
Rivayete göre İbn Sa’d (ra)’den rivayete göre:Bu sırada müşriklerin mağaranın yanına gelmesinden önce bir örümceğin mağaranın girişine ağ gerdiği ve bir güvercinin de yumurt-layıp kuluçkaya yattığı; bunu gören müşriklerin içeriye bakma ihtiyacı hissetmeden çekip gittikleri kaynaklarda kaydedilmektedir. Nihayet kılavuzlarının gelmesi sonucu Medine’ye doğru yola koyuldular. Onları takip eden Kinane kabilesinin bir kolu olan Müdlicoğulların-dan Süraka b.Malik, kureyş’in vaat etmiş olduğu ödülden haberdar olup silahlanarak Hz. Peygamber (sav) ve arkadaşlarına yaklaşınca atının ayakları sürçtü ve kuma saplanarak kendiside yere düştü.Atını kurtaramayınca eman istedi.Hz.Peygamber(sav)’inSürakanın yak-laştığını görüce “Allah’ım onu düşür ”diye duâ etmiş, atı kapaklanan Süraka “Ey Allah ’ın nebisi! Ne dilersen ermeyle ”demiş, Resulüllah (sav) da sen geride dur, arkamızdan gelenleri bırakma” buyurmuşlardır. Hz. Peygamber (sav) ve arkadaşları (dört kişi idiler) 12 Rabi-ülev-vel 1/24 Eylül 622’de Medine’ye 3 km kadar uzaklıkta bulunan Kuba’ya ulaşırlar.Hz.Pey-gamber (sav) burada Amr b.Avfoğullarına dört veya ondört gün misafir oldu. Bu süre zarfın-da Kuba Mescidi inşa edildi.

Hz.Peygamber (sav) 12 Rebiulevvel 1/24 Eylül 622’de Medine’ye 3 km. kadar uzak-lıkta bulunan Kuba’ya ulaştı.Hz.Peygamber (sav)  bunlardan Amr. b. Avfoğullarına misafir oldu. Bu kabilenin reislerinden Külsum b. Hidm, kendisini dört (veya on dört) gün ağırladı. Bu süre zarfında Kuba Mescidi inşa edildi.Bu mescidin Kıble tarafına gelen duvarına ilk taşı Hz. Peygamber (sav) onun yanına ikinci taşı da Hz.Ebu Bekir koydu. Mekke’de üç gün üç gece kaldıktan ve kendisine bırakılan emanetleri sahiplerine iade ettikten sonra yola çıkan Hz.Ali Kuba’da Hz.Peygamber (sav)’le buluştu. (Hz.Muhammed ve Evrensel Mesaj Prof. Dr. İbrahim SARIÇAM s.125)

Hz.Peygamber (sav)  bir Cuma günü Kuba’dan Medine’ye doğru hareket etti. Salim b. Avfoğullarının oturduğu Ranunu vadisin ortasında arka arkaya iki hutbe okuyarak yüz kadar Müslümanın iştirakiyle Medine’de ilk Cuma namazını kıldırdı. Buradaki mescid bugün “ Cu ma Mescidi ” olarak bilinir. Namazdan sonra kafile Medine’ye doğru yol alırken halk yolun iki tarafına dizilmiş sevinç gösterileri yapıyordu. Önünden geçen kabilelerin temsilcileri Hz. Peygamber (sav)’i evlerine davet ediyorlardı Hz.Peygamber (sav) devesini kendi haline bıra-kılmasını istedi.Böylece Beni Salim b. Avf, Beni Beyaza, Beni Saide, Beni Zürayk ve Beni’l Haris yurtlarından geçilerek Hazrec’in bir kolu olan Neccaroğullarının yurduna varıldı. Deve burada Beni Malik b. Neccar’dan Rafi b. Amr’ın oğulları olan ve Muaz b. Afra’nın himaye-sinde bulunan Sehl ve Suheyl adlarındaki iki yetim çocuğa ait bir arsanın üzerine çöktü. Devenin çöktüğü yere evi en yakın olan Ebu Eyyub el-Ensari (Halid b.Zeyd),Hz.Peygam-berin eşyalarını alarak evine götürdüğü ve kendisini Mescid’in ve yanındaki odaların inşaatı tamamlanıncaya kadar yedi ay boyunca misafir etti. Esa’d b. Zürare de Hz.Peygambere üzerinde yatması için bir serir (karyola)hediye etti. Hicretten sonra Yesrib şehri “ Medine-tü’r-Resul” veya “el-Medinetü’l-Münevvere” adını aldı.Hicretin yegane amacı işkence ve sıkıntılardan kurtulmak değildi. Bununla beraber gaye bu olsa dahi yadırganacak bir durum yoktur.Çünkü İslam’da dünya ve ahirette iyilik, güzellik ve mutluluk istemek esastır.Fakat  Hz. Peygamber (sav)’i ve sahabeyi Medine’ye hicret için harekete geçiren esas unsur, İslam’ ın oradaki parlak geleceğiydi.

Bilindiği üzre eski adı “Yesrib” olan Medine, İslam’ın doğduğu ve Hz.Peygamber’in hicret ettiği sıralarda Hicaz bölgesinin önemli yerleşim merkezlerinden biriydi. Yesrib adı fesat anlamına gelen bir kökten geldiği için Hz.Peygamber (sav)  hicretten sonra buraya hoş ve güzel anlamına gelen Tabe veya Taybe unvanlarını vermiştir. Daha sonra Medine diye isimlendirilmiştir.Çünkü burayı bilinen anlamda bir şehir haline getiren Hz.Peygamber (sav) olmuştur. Önce “Medinetü Resulillah (Allah Resulünün şehri) ve Medinetü’n-Nebi denilmiş ve daha sonra Medine şeklinde kullanılır hale gelmiştir.Hicretten sonra Adiy b. Neccar oğul-ları yurduna yerleşen Hz.Peygamber (sav) burayı siyasal, sosyal, kültürel ve medeni bir mer-kez haline getirmiştir.Şehir, Kur’an-ı Kerim’in medeni ayetlerinde “Yesrib” ve “Medine” adlarıyla anılmıştır.İklimi güzel, toprağı verimli, fazla derin olmayan tatlı yeraltı sularına sahiptir. (Hz.Muhammed ve Evrensel Mesaj Prof.Dr.İbrahim SARIÇAM s.128)
 
Bera (ra)’ın bize şöyle ışık oluyor Hz.Peygamber (sav)’in hicreti hakkında: Ben Medinelilerin Resulüllah (sav)’ın Medine’ye teşriflerine sevindikleri kadar hiçbir şeye sevin-diklerini görmedim. O kadar ki, cariyeler bile O’nun gelişini konuşuyorlardır. Daha Hicretin Lideri Hz.Muhammed Mustafa (sav) Medine’ ye teşrif etmemiş, herkes O’nun gelişini beklerken, bir iş icabı yüksek kalesinin damına çıkmış olan bir Yahudi her nasılsa uzaktan Hz.Peygamber (sav)’in geldiğini görür ve kendinden geçmiş, nefsine hakim olamamış hay-kırmaya başlamış,“ Ey Araplar Beklediğiniz devlet geliyor.” (Huzur Sohbetleri Halil Atalay s.281) İşte Rabbim dilediyse kâfirleri bile kendisine tellal ettirir. Elhamdülillah. Hicretin taşıdığı bu önemden dolayıdır ki, ondördüncü senede, “Takvim başı ne olsun” konusu Hz. Ömer (ra)’ın halife olarak katıldığı istişare meclisinde görüşülürken değişik teklifler gelmiş, bu arada söz alan Hz.Ali (ra) Efendimiz Ya Ömer! Nebi’nin hicretini islami takvim başı olarak kabul et. Bu hadise sanki ashabın ümmetin, hicreti bir an olsun unutuvermesine fırsat vermeme hususunda eşsiz bir girişimdi. Haftaya Takvim hakkında birkaç satır yazmaya çalı-şacağım buluşuncaya dek hoşça kalın Rabbimizle dostça kalalım!..

“MUHAMMEDİ VE SECCADEMİZİ KÜSTÜRMEYELİM DERKEN AKIL ABDESTİNİZ YOKSA VARIN ALIN!..”
                             
Yusuf ÇAKICI / Yalıhüyük / KONYA

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
emoji-5
Emoji
Hicreti Nebi (SAV)622 -2-

Bültenimize abone olun, yeni haberleri bildirelim.

Yalıhüyük hakkındaki yeni haberlerden haberdar olmak için ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Yalıhüyük.com ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!