İki ölü dirilirse ülke dirilir-6-

Rahman olan, Rahim olan, kadir olan, Muktedir olan, Mukaddim olan, Muahhir olan, Yüce Allah’ın isimleriyle başlayalım 6. bölüme inşallah…

Unutmayalım ki Hz.Allah (c.c.) hiç kimseye torpil yapmaz. Her ne kadar günümüz insanları zehirli bazı mantarlar gibi değişik yöntemlerle torpil yapsalar da!.. Kim olursa olsun, makamı, mevkisi, unvanı ne olursa olsun, hatta Allah Resulünün kendi öz kızı Hz.Fatıma annemizin yanı sıra güzide ashabı gibi de olsa (Rabbim bizlere şefaatçi kılsın)  Huneyn ve Uhud’da olduğu gibi, sıkıntıya sokabilir. Biz aciz ve günahkar kulları olarak sıkıntılara duçar olmamak için hududullaha ve sünnetullaha uymalıyız. 
Kürsülerde insanları irşat ettiklerini düşünenler “Ey İman edenler! Yapamayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?” (Saff/2) ayetinin muhatapları başta ben ve siz okuyucu kardeşlerim olmak üzere söylenenleri nefis ve nesillerin dışında ne kadarını uygulamaktayız. Öyleyse ben benimle aynı fikir, amaç ve gönül birliği yapan, çekinmeden kötülük edenleri uyaran gerçek dostlarımın olmasını istiyorum. Yoksa affınıza sığınıyorum güdülecek sürüler mi yok! Çoooook.
Biz günahkar kulların binlerce sıkıntılarına rağmen diyorum ki? Bunca sıkıntı ve ıstıraplara rağmen adam yetiştirmemiz gerekmektedir ki; beşikten taaa mezara kadar olan safhasında… Anne-baba-öğretmen-imam-çevre vs. vs. olarak. Bakınız, İsrail oğulları değişik yöntemlerle Peygamberlerini katlediyorlardı, oysa biz ümmeti Muhammed olarak Hz.Kur’an-ı ve alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.) Efendimizi her gün her saat katletmekte değil miyiz?
Nasıl mı?
Kendi dünyalıkları, nefisleri, nesilleri için Yusuf’ları kuyuya atarken, kuyudaki Yusuf’ları çıkaralım, komşunun evi yanıyor, yuvası dağılıyor denildiğinde bilgili görünen kişi veya kişilerin yardımlara ne kadar fayda sağlanmaktadır. Kürsü nutukçuları, İslam Devleti Başkanı (Emirel Müminin) olan Hz. Ömer (r.a) ile İbn-i Abbas (r.a.)’den rivayete edilen yaşlı bir kadının ve yetim kalan torunlarının arasında geçen kıssayı anlatırlar ya… Hz. Ömer (r.a.) kadın çaresizliğini dinlerken yanmakta olan bir mum gibi eriyor, yaşlı kadının hiddetten kararan bakışlarını Halifeye dikerek ellerini havaya kaldırarak ve sesinin çıktığı kadar bağırarak sözlerine şöyle devam ediyor: “Bu evdeki canlıların göğüslerinden boşalarak yükselen inilti ve çığlıkları şimşek ve yıldırım eyleyerek Ömer kulunun başına yağdırmasını dilerim. O varsın dul bir kadınla yetim yavruların beddualarını yağmur sansın.” Diye dua ediyor ya ben de AMİN diyorum… Bu gibi can alıcı konuları işleyenler; mağdur durumda olanlardan kaç kişiye telefonsuz, aracı olmadan yardımcı olmaktadırlar. Kendi nefis ve nesilleri için kaç ve hangi dedeleri aramadan iş yapanlar yok mu acaba?  Hani Hz.Ebu Bekir (r.a.) ile Hz.Ömer (r.a.)’ın Hz.Peygamber (s.a.v.)’le otururlarken Allah Resulü soruyor Ya Ömer beni ne kadar seviyorsun? Aldığı cevap karşısında olmadı Ya Ömer beni nefsinden – anandan – babandan – neslinden – malından – mülkünden daha çok sevmezsen kâmil imana sahip olunmaz. Buyurmadı mı? Allah Resulü (s.a.v.) Efendimiz. Kaç kişi var bulabilirmisiniz varsa gidip ellerinden değil de ayaklarından öpeyim.
Başka…
Rabbi (c.c.)’sinin huzurunda kıyamda durmak için değil de, fani dünyada ayakta durmak için bin bir sahtekârlığa, vatan millet Sakarya diye nutuklarıyla arabulucularla işini yürüten temin eden İslami medeniyetten nasibini alamamış fakat kendisini medeniyetçi gören ve insanları küçük, hor gören boş kafalılar… Bitmedi!
Hayatında Allah Peygamber dememiş Kur’anın yoluna bakmadığı gibi gerçek yolda gidenleri-yürüyenleri taşlamış, gerici boş kafalı diyerek rencide etmiş, ömrünü kötülükler içinde har vurup harman savurmuş birisinin öldüğünde tabutunun üstüne örtülen Kelimeyi Tevhit yazılı örtünün veya özel olarak bülbül sesli hafızları toplayıp hatimler-mevlitler okutulmasının o ölüye faydası olur mu? Elbette olmaz…
Kadınların peşine düşerek şehvet pazarlarında şampanya ve kadehçilerin, İslami bir asalet ve insani bir faziletle saçlarını örten ananın-ninenin abdestsiz yere basmayan Türk kadının çarşafını parçalamak isteyenlerin,
Fatma gülleri kaybettiğimiz bir zaman ki: Hangi çağda yaşıyorsunuz? Bu çağda başını örter mi insan? Batı uzaya füze gönderdi, siz halen başınızı örtüyorsunuz. Diye çıkışan bir Profesöre genç imanlı, irfanlı gerçek vatan evladı olan bir hanım kız, “Siz uzaya füze gönderdiniz de, füzeniz başörtümüze mi takıldı?” cevabını vermiş olan Fatma güllerin solduğu bir zamanın yetişen zehirli mantar konumunda olan Profesörlerin, Cumhuriyet tarihi boyunca memlekete çivi çakamayanların, Gelecek bölümde devam etmek üzere sevdiklerinize gül verin gül’ü veremiyorsanız Gülüverin!.. Görüşünceye dek hoşça kalın dostça kalalım!..

Yusuf ÇAKICI
Yalıhüyük / KONYA

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
emoji-5
Emoji
İki ölü dirilirse ülke dirilir-6-

Bültenimize abone olun, yeni haberleri bildirelim.

Yalıhüyük hakkındaki yeni haberlerden haberdar olmak için ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Yalıhüyük.com ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!