Uzun bir aradan sonra herkese tekrardan merhaba…
Bu yazımda suç alanında Sosyal Hizmetin etkililiğinden bahsetmek istedim. Faydalı olmak dileğiyle…
Tarihin en başından şu son hâline kadar hiç eksilmeyen ve kendisini sürekli yaşatan olgulardan bir tanesidir suç. Aklımıza gelebilecek her alanda suçla ve suçlulukla karşılaşmamız mümkün. Hırsızlık, cinayet, gasp vs. Belki de hepimiz şu saydığım büyük suçlardan olmasa da küçük suçlar işlemiş olabiliriz. Fakat en hatırı sayılanlar şu saydıklarım ve onun yanına gelebilecek birçoğu… İşin aslına bakılırsa hepsi tek bir kelime ile ifade ediliyor “suç”.
Yıllar içerisinde çeşitli istatistikler yapılır devletin kurumları ya da özel şirketler tarafından. İşte bu yıl şu kadar suç işlenmiş şu kadarı cinayet şu kadarı hırsızlık vs. Geçmişten günümüze bu verilere baktığımızda büyük bir artışın olduğunu hepimiz görüyoruz değil mi? Bunun nedenlerini de hepimiz biliyoruz. Birincisi en doğal olanı dünya nüfusunun artıyor olmasıyla birlikte suç oranının da artıyor olması. Peki ya diğer nedenler? Diğer nedenler ise bana göre; şehirleşmenin artması, köyden kente göç ile birlikte şehir yaşamına uyumdaki sıkıntılar, paranın artık bir zorunluluk, yaşam savaşı aleti olması başlıca nedenler benim için. Ayrıca şehirde var olan suç düzeyinin şehirdeki yetişen yeni nesil tarafından görülmesi ve bu nesillerin başıboş, denetim altında olmadan bilinçsiz aileler tarafından sokağa salınması suç oranının artmasına neden olan bir başka önemli nedenlerden biridir benim gözümde. Böylelikle tıpkı bir saltanat gibi suç ve suçluluk nesilden nesile geçecektir. Tarih boyunca böyle olduğu gibi…
Şimdi gelelim asıl mevzulara… Bu nesilden nesile geçme konusuna tam ve yeterli bir çare bulunamayacaktır bunu bir kere hepimizin kabullenmesi gerekmektedir. Fakat yine de yapılabilecekler ölçüsünde en aza indirme durumu olabilecektir. Bu da çeşitli disiplinlerle ve en başta toplumun istemesiyle olabilecektir. Bu disiplinlerden bir tanesi de sosyal hizmet disiplinidir. Sosyal hizmet, suç alanının her yerinde işlev görmektedir. Mahkemelerde, cezaevlerinde ve bunlar gibi suçla ilişkili kurumlarda… Hazır nesilden nesile aktarma demişken, bu “suç” olgusunu önlemek için ya da en doğru ifadeyle en aza indirgemek için okullara çok önemli görevler düşmektedir. Özellikle de okullardaki rehberlik servislerine. Fakat bizim ülkemizde maalesef okullarda genel olarak rehberlik servislerinde sadece PDR uzmanlarının olması olaya sadece danışmanlık yönünden bakılmasına neden olmaktadır. Oysa bu rehberlik servislerinde PDR uzmanı ile sosyal hizmet uzmanı görevlendirilse ve birlikte hareket edilse işler daha iyiye gidebilecektir. Çünkü sosyal hizmetin bütüncül ve çevresi içinde birey bakış açılarıyla ve PDR uzmanlarının danışmanlık yetkinlikleri birleşince suça yönelen bu çocukları gittikleri bu yollardan geri çevirmek daha da kolaylaşabilecektir. İşin başlangıç ve en önemli kısmı bu olduğu için buraya değinmek istedim.
Bir başka noktada ise cezaevlerinde görev yapan sosyal hizmet uzmanları var. Buralarda birçok suçtan hüküm giymiş insanlar bulunmakta ve bu yüzden bu uzmanlar riskli koşullar altında çalışmaktadır. Fakat bu riskli koşullar altında çalışan uzmanlar, o hüküm giymiş insanlara hayatlarının bu evresini en iyi şekilde geçirmelerini sağlamaktadır. Hükümlülerin sosyal olarak aktivitelere katılmasında, cezaevlerinde harçlıklarını elde etmeleri için cezaevi bünyesindeki işlerde çalışmalarında politika yapıcı durumundadır. Ayrıca çok uç nokta olacak farkındayım ama kimi zaman, yakın zamanda cezaevinden beraat edecek hükümlüler için de bir daha geri dönmemesi açısından etkin rol oynayıp suç işlememeye ikna edebilecek bir durumda da olabilir.
Tüm bu faktörlerden hareketle sosyal hizmetin bu alandaki rolü, fonksiyonu diğer disiplinlerle birlikte çok büyüktür. Okullarda da bahsettiğim rehberlik servisleri revize edilip yeniden düzenlenirse en azından suç istatistiklerimizde biraz düşme olabilir. Az deyip de geçmemek lazım, nitekim o az kısım çoğunluk kısmı çok rahat bir şekilde etkileyebilmektedir.
Sevgi ve saygıyla…
ÖMER FARUK KAYA
