Kuraklık ve su kaynaklarının korunması ile ilgili düzenlenen toplantıda, bu sorunun çözümü için çiftçilerin eğitilmesi, tasarrufa gidilmesi ve ağaçlandırılma yapılması gerektiği bildirildi…
Konya Valiliği öncülüğünde Ahmet Keleşoğlu Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Konya İlinin Su Kaynaklarının Kullanımında Yaşanan Öncelikli Sorunlar, Öncelikli Projeler” ve “Ağaçlandırma Seferberliğine İlişkin Üretebilecek Projeler” konulu toplantıda su sorunu masaya yatırıldı.
Toplantıya Vali Osman Aydın, AKP Konya Milletvekilleri Sami Güçlü, Hasan Angı, Ali Öztürk, Kerem Özkul, İl Genel Meclisi Başkanı Mustafa Sabri Ak, Selçuklu Belediye Başkanı Adem Esen, Karatay Belediye Başkanı Mehmet Hançerli, daire amirleri, öğretim üyeleri, ziraat odaları başkanları ve çok sayıda yetkili katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını yapan Vali Osman Aydın, dünyanın en büyük sorunun küresel ısınma ve kuraklık olduğunu belirterek, “Konya’da kuraklık daha belirgin hale gelmiştir. Bu sorun şehrimizi daha fazla ilgilendirmeye başlamıştır. Bu tür toplantılarla kuraklık ve susuzluk sorununa karşı önlemlerimizi alacağız” dedi.
Vali Aydın’ın konuşmasının ardından toplantıya geçildi. Devlet Su İşleri (DSİ) Bölge Müdürü Hacı Haksal, su kaynaklarının mevcut durumu, yaşanan sorunlar ve çözüm önerileri hakkında bilgi verdi. Konya Kapalı Havzası’nda yapılan kaçak kuyuların ve salma sulamanın önemli miktarda su israfına neden olduğunu belirten Hacı Haksal, yağmurlama ve damlama sulama sistemlerinin yaygınlaşması gerektiğini söyledi. Konya’da çok ciddi manada kaçak kuyuların bulunduğunu aktaran Haksal, “Ekiplerimiz kaçak kuyuların tespiti için çalışmalarına başladı. Yer altı ve yer ustu sularının kullanımı konusunda önemli tedbirler alacağız. Ülkemizin ve şehrimizin en önemli tatlı su kaynağı olan Beyşehir Gölü’nde tarımsal sulama için su çekilmektedir. Derebucak-Gembos Barajı ile Beyşehir Gölü’ne yılda 130 milyon metreküp su vereceğiz. Bu da gölde 20 santimetrelik bir yükselmeyi sağlayacaktır” diye konuştu. Beyşehir Gölü’ndeki kirlenme ve gölün ekolojik dengesinin bozulmasından da bahseden Haksal, göl kenarında organik tarıma ağırlık verilmesi, kirliliğin önlenmesi ve ekosisteminin korunması gerektiğini vurguladı.
Haksal, Konya Kapalı Havzası’nda yıllık yağış periyodunun her geçen yıl düştüğünü ve yer altı ve yer altı su seviyelerinin sürekli azaldığını ifade ederek, şunları söyledi: “Bölgemizde yıllık yağış periyodları sürekli düşmektedir. Mevcut su kaynaklarına da çok iyi kullanmak zorundayız. 1993 yılından bu yana ise yer altı ve yer ustu sularından sürekli su çekimi yapılmaktadır. Yer altı ve yer üstü sularının seviyeleri sürekli düşmektedir. Bazı göllerimiz kurumuştur. Su kullanımı adil bir şekilde olmalı ve kaynaklar korunmalıdır. Gembos-Bağbaşı Barajı’nın inşaatı başlamıştır. 5 yılda tamamlanacak olan bu proje 92 milyon 843 bin Avro’ya mal olacaktır. Bu projelerin hayata geçmesiyle Konya Ovası rahat bir nefes alacaktır.”
Su kullanımı ile ilgili yeni düzenlemelerin önemine işaret eden Haksal, atık suların yeniden tarıma kazandırılması, sulama kooperatifleriyle ilgili yeni düzenlemelerin getirilmesi, iyi bir işletme anlayışının ortaya konulması ve yer altı suyu kullanımının kontrol altına alınması gibi tedbirlerin uygulanması gerektiğine de sözlerine ekledi.
DSİ Bölge Müdürü Hacı Haksal’ın yaptığı sunumun ardından toplantıya katılan öğretim üyeleri de konu ilgili önerilerini dile getirdi. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nizamettin Çiftçi de çiftçilerin su kullanımı konusunda yeterli bilince sahip olmadığını ve bu konuda eğitimsiz olduğunu söyledi.
Su kullanımı konusunda ilk önce çiftçilerin eğitilmesini isteyen Prof. Dr. Çiftçi, “Çiftçiler, vahşi sulama yapıyor diye haberler çıkıyor. Vahşi sulama diye bir şey yoktur. Sulama teknik olarak yapılmıyorsa o zaman vahşi sulamaya girer. En büyük eksiğimiz çiftçimizin sulama konusunda bilgisiz olmasıdır. Türkiye’de suların yüzde 75’i tarımsal sulamada kullanılıyor. Tarımsal sulamada yapılacak yüzde 20’lik su tasarrufu Türkiye’nin bir yılda kullanacağı su miktarına tekabül ediyor. Basınçlı sulama sistemleri kullanılsın deniyor. Bitki dokusuna göre sulama yapmak zorundayız. Buğdayı damla sulama ile sulayamayız. Bitki deseni çok iyi ayarlanmalıdır” ifadelerini kullandı. Sulama birliklerinin ve çiftçi örgütlerinin de desteklenmesini isteyen Prof. Dr. Çiftçi, “Birliklerde ziraat mühendisleri görevlendirilmelidir. Her sulama kooperatifine bir uzman atanmalıdır. Çiftçi örgütlerine mali ve teknik yönden destek verilmeli. Sanayideki atık sular yeniden değerlendirilmeli. Sulama konusunda çiftçi bilinçlendirilmeli ve örgütler desteklenmeli. Aksi halde hiçbir sonuç alınamaz” uyarısında bulundu.
Selçuk Üniversitesi Mimarlık-Mühendislik Fakültesi Jeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Güler Göçmez de çiftçilerin sulama konusunda bilinçsizliğinden yakındı. Konya Ovası’nda çok sayıda kaçak kuyu bulunduğunu ve bu kuyuların yer altı sularının azalmasında önemli bir faktör olduğuna dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Göçmez, “Çiftçi bu kaçak kuyulara traktörünü bağlayarak, sulama yapıyor. 4-5 gün boyunca geceli gündüzlü sulama yapıyor. ‘Neden bu kadar çok suluyorsunuz?’ diye sorduğumuz zaman ise ‘devlete söyle’ diyorlar. Devlet çiftçiye ulaştığı halde çiftçi farklı bir ekim yapıyor. Kuyulardan çekilen suyun miktarı belli değil. Öyle bir bilinçsizlik var ki; bunu gördüğümüz zaman çok üzülüyoruz. Uyarılarımızı da dikkate almıyorlar. Su kullanımı konusunda önce çiftçilerimizi eğitmek zorundayız” dedi. Selçuk Üniversitesi Harita Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Savaş Durduran da elde edilen bilgilerin bilgisayar sisteminde kayıt altına alınarak, veri tabanı oluşturulması önerisinde bulundu. Durduran, bu verilerin kayıt altına alınmasıyla birlikte, daha somut adımların atılacağını ifade etti.
KOSKİ Genel Müdürü Ahmet Sorgun da Konya’da ciddi bir kaçak kuyu sorunun bulunduğuna dikkat çekerek, Konya’nın 7 mahallesinde 3 bin civarında kaçak suyu tespit ettiklerini bu rakamın işin vahametini ortaya koyduğunu vurguladı. Bazı bölgelerde yer altı sularında 6-12 metre arasında düşmeler olduğunu bildiren Sorgun, bunda en önemli etkenin kaçak kuyular olduğunu kaydetti. Sorgun, 3 yılda 1.5 milyon ağaç diktiklerini ve bu ağaçları koruma aldıklarını belirterek, ağaçlandırma çalışmalarının hızlandırılmasını istedi. Çevre ve Orman İl Müdürü Nuri Kunt da ağaçlandırma seferberliği hakkında katılımcılara bilgi verdi.