Son zamanlarda ilçemiz lehine yayın yapan internet sitelerimizde bir takım kaynamalar yaşanıyor. Birileri birilerini suçluyor, birileri bölücülükle atfediliyor, birileri de hiç ses çıkarmıyor.
Her neyse haftasonu bir boşluğunu buldum ve Yalihuyuk.net isimli siteyi gezdim. Aman Allahım birde ne göreyim. Site yanmış kavrulmuş. Öyle ağza gelmeyecek laflar dolaşıyor sitede sormayın. Herkes birbirini suçluyor, herkes asıyor, kesiyor. Hatta birbirlerini bölücü olarak tarif edenler bile var.
Oysaki bu site Yalıhüyüklülerin kaynaşması ve bir arada toplanabilmesi için açılmıştı. (Yada ben öyle sanıyorum.) Sitede kaynaşma var, doğru. Ama bu kaynaşma bizim görmeyi arzuladığımız kaynaşma değil. Şimdi yaşanan bu sıcak gelişmelerin kaynağına gelelim. Aslında sitemizde bununla ilgili olarak objektif bir açıklama yapıldı.
Yalıhüyük E.V. Nürnberg Derneği’nin ve Avrupa Yalıhüyüklüler Derneği Yönetim Kurulu Temsilciliklerinin açıklamalarına yer verildi. Her siteye nasip olmayan bir tarafsızlıkta.
Almanya’nın Kassel kentinde 27 Mayıs tarihinde “Yalıhüyüklüler Şenliği” adı altında güzel bir etkinlik tertip edilmiş. Son derece yerinde bir karar ve çok hoş bir gelişme ilçe adına. Düşünebiliyormusunuz ekmek parası için gurbet ellere, hatta yavur memleketlere giden hemşehrilerimiz bir arada toplanma fırsatı bulacak. Hasret giderecekler. Bundan güzel bişey olabilir mi?
Her şey yolunda giderken bir anda bu güzel şenliğe gölge düşüyor ve iptal ediliyor. Ve ne oluyorsa bundan sonra oluyor. Normalde tek çatı altında aynı çizgide yürüyen dernek üyeleri bir anda kutuplaşmanın eşiğine geliyor. Sanal ortamda birbirlerinin yakalarından tutmaya başlıyorlar. Taraflardan biri diyor ki “Vay efendim siz bu şenliğe Yalıhüyük Belediye Başkanını nasıl olurda çağırırsınız. Biz karar aldık. Siyasi hiçbir kimse veya kuruluş bu şenliğe katılmayacak. Belediye başkanının siyasetle alakası nedir? (Ee bu şenliğin adı ne? Şenliğe davet edilen kişinin ünvanı ne? Bu adam bahse konu şenliğin yapıldığı yerin yöneticisi değimli? E öyle tabi. Peki bu ne perhiz ne lahana çorbası.) Diğer taraf ise Köln’de yapılan toplantıya katılmadıklarını ifade ederek, şenlikle ilgili alınan kararlardan haberdar olmadığını söylüyor. Ayrıca şenliğin ertelenmesi ile ilgili de kendilerine bilgi verilmediğini iddia ediyorlar ve ekliyorlar, “Biz dernek olarak başkanı çağırdık. Bu kimseyi bağlamaz”. Buda yanlış. Siz tek bir beyin halinde değimlisiniz. Aynı yolda aynı gaye çerçevesinde yürümüyormusunuz?
Peki şimdi kim haklı! Bence hiç kimse. Kavganın sebebini görüyorsunuz dimi. Eğer başarabilsek te konuyu incir çekirdeğine koymaya kalksak, inanın onu bile doldurmayacak kadar basit bir sebep.
Arkadaşlar! Arkadaşlar! Silkelenin kendinize gelin. Gün kavga günü değil birlik günüdür. Nedir o öyle. Düşman değiliz. 3 bin kişilik Yalıhüyük’te her zaman birbirimizin yüzüne bakacak kadar akraba ve arkadaşız hepimiz. Herkes birbirine e-mail adreslerini veriyor. Bilmem ne olursa ben buradayım. Ben şuyum, ben buyum gibilerinden birbirlerine naralar atıyorlar.
Toplayın kendinizi. Elalemi kendinize güldürmeyin. Yapılanlar ne Yalıhüyük’e nede içinde yaşayanlara fayda etmez. Birilerinin oyunlarına sahne hazırlamayın. (Bkz. 1980 ihtilali öncesi).
Ağzımı açtığımız zaman milliyetçilikte, gavur milletini eleştirmede mangalda kül koymayız. Ama bir bakın geçmişinize. Tam 800 yıllık bir ülkenin, Dünyanın yarısına hükmeden bir devletin torunları olarak dünya üzerinde ekonomik ve kültürel manada durduğumuz noktaya bakın. Neden ilerleyemiyoruz. Neden ilerlemek için her hamle atışımız da ayağımız bağlanıyor, yüreğimiz dağlanıyor da gözümüz hep gerilerde kalıyor. Bunları bir düşünün. Koskoca Osmanlı kardeşin kardeşi vurmasından dolayı yok olmadı mı? 85 yıllık Cumhuriyet hayatımızda her zaman kardeş kardeşin katili yapılarak, yerimizde saydırılmadık mı?
Biraz daha dikkat. Biraz gözünüzü açın artık. 1980 ihtilaline kadar geçen 8 aylık dönemdeki hengamenin üniversitelerde aynı sıralarda oturan arkadaşların birbirine düşürülmesi sonrasında başladığını unutmayın.
Fatih YILMAZ