Küresel ısınma söylemleri ile birlikte bir çok büyük ilimizde susuzluk sorunu gündeme geldi. Pek çok haber kanalı ve gazeteler Ankara, İstanbul ve İzmir gibi illerin ne kadar suyunun kaldığını yazdı. Bu haberler doğrultusunda insanlar yaz mevsiminin susuz geçebileceği kaygısına kapılmaya başladı. Ki bunda da çok haklılar.
Aynı kaygıları biz de yaşamıyor değiliz. Her ne kadar Gölcük yaylası gibi bir su potansiyelimiz bulunsa da susuz geçirilecek yaz kimsenin hoşuna gitmez. Bilindiği üzere ilçemiz nüfusu yaz aylarında 2-3 katına çıkıyor. Buna birde evlerin arka kısımlarında bulunan küçük bahçelerin şebeke suyu ile sulanması eklenince akıllarda “acaba” sorusu oluşmaması için hiçbir neden yok. Yalıhüyük’ün su problemi olup olmadığını öğrenmek için Belediye başkanımız Hasan Yiğit’in kapısını çaldım.
Başkandan aldığım ilk cevap, “Hayır, ilçemizin su sıkıntısı yok.” oldu. Başkanın bu cevabı ile beraber derin bir oh çektikten sonra sohbetimize devam ettik. Sohbet sırasında başkan ikinci müjdeyi de verince iyice rahatladık. Başkan Avrana (Çatmakaya) civarında yeni bir su deposu olduğunu ve belediyenin de burayı aldığını söyledi. Komşu ilçe ve köylerin ilçemizin bu hareketine müdahil olduklarını anlatan başkan, her şeye rağmen en kısa zamanda buradaki suyun Yalıhüyük’e getirileceğini anlattı. Şuan için sadece bürokratik işlemleri kalan su yerinin Gölcük yaylasından getirilen suyla birlikte ilçenin su sorununun uzun bir süreliğine ortadan kalktığını söyledi.
Hatırlıyorum bundan 8-10 yıl öncesinde yaz ayları gelince ilçemizde deli bir su sıkıntısı başlardı. Yukarı mahallede oturan vatandaşlarımız sadece gece yarısından sonra suyu görebiliyordu. Aşağı mahalledekilerin de sadece birinci katlarına su verilebiliyordu. İnsanların banyo yapabilecek suyu dahi bulamadığı bu zamanları hatırlayınca, şuan gerçekten su sıkıntımızın bulunmadığını söyleyebiliriz. Çünkü yaz mevsimine rağmen çeşmelerimiz aşağı veya yukarı mahalle ayrımı olmaksızın tazyikli şekilde akıyor.
En son ilçe ziyaretimde Yalıhüyük ve civarındaki kanalların da dolu olduğunu gördüm. Ülkemizin pek çok bölgesi su sıkıntısı çekerken bizim kanallarımızın dolu olması tabiî ki sevindirici.
Ama bu her daim böyle devam edecek değil. Kanallardaki dolu su görüntüleri ve başkanımızın içimize su serpen açıklamalarına rağmen bizim de yapmamız gerekenler şeyler var muhakkak.
Dinimizin de emrettiği gibi israftan kaçınmalıyız. Uzmanların uyarılarını dikkate alıp, gereksiz su harcamalarından uzak durmalıyız. Bahçe bitkilerimizin şehir şebeke suyu ile sulanması yanlış! ama sulamamız da gerekiyorsa akşam vakitlerini değerlendirelim.
Eskiyi düşünürsek ne demek istediğim sanırım net bir şekilde anlaşılır.
Fatih YILMAZ
