Hiç şüphesiz dünyadaki bütün yollar ölüme çıkar. Ölümden sonra yollar tek yola iner, o da Allah (c.c)’dan başlayan yol, yine Allah (c.c)’da biter…
Beden ve ruh dan meydana gelmiş olan insan, bedeniyle değil, gerçek manada ruhuyla insandır. Topraktan yaratılmış olan cesedin akıbeti yine toprak olacağı halde, sayesinde insanın insanlığını kazandığı ruhu, Cenab-ı hakkın ebedilik fikriyle ve ebedi olma fıtratıyla yaratılmıştır. Şairin dediği gibi: Güvenme güzelliğe bir sivilce alır gider, güvenme zenginliğe bir kıvılcım alır gider.
Hayat ne kadar gerçekse ölümde o kadar gerçektir. Unutmayalım ki, her uyuyan kimsenin bir vakit uyanacağı, her yaşayanın bir gün öleceği, her ölen bir zaman gelip dirileceği,ve her dirilen kimsenin de Allah (cc) tarafından sorguya çekileceği mutlaktır.
Dünyada, doğum ve ölüm arasında belirli ve sınırlı bir zamandan ibaret olan insan hayatı; çocukluk, gençlik, yetişkinlik ve yaşlılık dönemlerini kapsar. Bu haliyle insan; doğan, yükselen ve batan bir güneş gibidir. İnsan ömrü, ilahi bir takdir ile belirlenmiştir, ne azalır ne de çoğalır, Yüce Yaratıcının belirlediği kadar devam eder. Şairin dediği gibi :
Kiminde güller açar, kimi var küskün ölür
Kimi Allah dostudur Melek den üstün ölür.
Hiçbir şey baki değil, her kes ölümü tadar,
Rabbimden emir gelir, ölümde bir gün ÖLÜR!…
Rabbim bizleri de fani dünyadan göçerken imanla Kur’anla göçmemizi nasip eylesin…
Ciğer parem 01.01.1988 doğumlu olan tatlı dilli güler yüzlü oğlum Güven 26 Haziran 2004 tarihinde Bodrum'da havuzda suya girip fani hayattan baki hayata şehitlik sevabını alarak göçmüştür vefat etmiştir. Rabbim böyle bir acıyla kimseyi imtihan etmesin. İmtihan edenleri de kazananlardan eylesin. Amma insan olarak doğduk ve öleceğiz elbette. Hani “ Çıkmışsa İlahi emir bahane bol, Toprakta başlar toprakta biter yol ” dizeleriyle topraktan yaratılmış olan insanoğlu yine toprağa mutlaka ama mutlaka dönecektir bir gün… Rabbim giderken Şahadetle İmanla, Kur’anla huzuruna varmayı cennet ile cemalini görmeyi nasip eylesin derken.
Acı haber geldi yüce dağlardan
Aramaya düşerek ana baba da
Hastaneye varınca selamımı almadın
Rabbim seni aldı ne gelir elden.
Yeşil yaprak gibi dalımdan düştün
Öten bülbül iken kafeslere düştün
Yunus balık gibi denize düştün
Rabbim seni aldı ne gelir elden.
Yüce dağ başında kuş ben olaydım
Gelen geçenden yavrumu soraydım
Yavrun burada diyene köle olaydım
Rabbim seni aldı ne gelir elden.
Kara gözlerini öptüm de gittin
Lütfedip yüzüme bakmadan gittin
Tüm dertlerimi ben sana döktüm
Rabbim seni aldı ne gelir elden.
Karaydı kaşların elaydı gözün,
Şekerden tatlıydı o güler yüzün.
Bedenimi sardı dert ile hüzün,
Rabbim seni aldı ne gelir elden.
Seviyordum seni güler yüzünü
Siyah elbiseyle dik yürüyüşünü
Hele gülerek nasılsın söyleyişini
Rabbin seni aldı ne gelir elden.
Gurbet eller mesken oldu bizlere
Hasret kaldık sıladaki dostlara
Ümmet olasın o güzelim Resule
Rabbim seni aldı ne gelir elden.
Sana şehitlik sevabı Rabbimden ihsan
Güler yüzlü Güvenim ey güzel insan
Yerin Nurdur mekanın Cennet bilsen
Rabbim seni aldı ne gelir elden.
İçimi dökecek dostum kalmadı,
Seherlerde öten bülbülüm yok ki,
Gözde fer, dizde takat kalmadı.
Rabbim seni aldı ne gelir elden.
Bir zamanlar ev eşiğim şen idi,
Rüzgar vurdu gülü toza çevirdi,
Gül olsa da yeşil bağım kurudu,
Rabbim seni aldı ne gelir elden.
Felek hüsnü cemalindi
Kıldı bizi cüda şimdi
Aramızda fani dünya
Dünyadan FATİHA şimdi.
BABASINDAN OĞLUNA!.. 26.06.2007
Yusuf ÇAKICI