Rahman olan, rahim olan, yüce Allah’ın isimleriyle başlayalım kaldığımız yerden devam edelim duâ konusuna inşaallah…
Öyleyse şöyle bir düşünelim!.. Sosyal hayatımızda emir, tavsiye ve ricalarını pek yerine getirmediğimiz, bu konuda önem verdiğimiz bir kimseye günün birinde işimiz düşse, kendisine gidip işimizi halletmesini rica etsek o bize şöyle demez mi ? Hangi yüzle geldin? Sen benim dediklerimi yerine getirdin mi ki, bende seninkileri yerine getireyim? Veya kendimizi o şahsin yerine koyalım günün birinde gelip bir takım şeyler talep etse, biz ona aynı şeylere söylemez miyiz? Elbette ki söyleriz. Çünkü her şey karşılıklıdır. Yüce Allah (cc) Muhammed Suresinin 7. ayetinde şöyle buyurmaktadır. “ Ey iman edenler! Eğer siz Allah’ın dinine destek olursanız, Oda size yardım eder ve savaşta ayaklarınızı kaydırmaz.” buyurarak Yüce Allah (cc) ’a nasıl ve hangi yüzle duâlarımızı yapacağımızı gözden geçirmeliyiz. ( Kur’an-ı Hakim ve Açıklamalı Meali Prof. Dr. Suat YILDIRIM)
Duâ iki kısma ayrılır:
Biri Fiili Duâ : Kişinin her hangi bir arzusu karşısında elinden gelen her şeyi ifade etmesidir.Mesala;hastasına Allah (cc)’tan şifa dileyen kimsenin tıbbın gerektirdiği imkanları çerçevesinde yerine getirmesidir.Bunu yerine getirmediği müddetçe, ellerini açıp Allah (cc)’ tan şifa dilemesinin bir anlamı olmayacaktır. Çünkü Allah (cc) yeryüzündeki her şeyi bir takım sebeplere bağlamıştır. Bizler birer kul olarak o sebepleri yerine getirmekle sorumluyuz.
İkincisi sözlü duâ : Kişinin elinden geleni yaptıktan sonra ellerini açıp Allah(cc)’ tan yardım dilemesidir. Değil mi ?
Yüce Allah(cc) “ Kullarım beni senden soracak olurlarsa, bilsinler ki ben pek yakınım. Bana duâ edenin duâsına icabet ederim.” ( Bakara 2/ 186 Prof. Dr. Suat YILDIRIM )
Başka bir ayeti kerimede de “ De ki duânız olmazsa Rabbim size ne diye değer versin ki ? ” (Furkan 25/77 Prof. Dr. Suat YILDIRIM) buyurarak duânın bizlerin Yüce yaratıcımıza olan samimiyet ve bağlılığımızın alametidir.
Hz.Peygamber (sav) Efendimiz Şöyle buyurmaktadır.“ Duâ eden, üç şeyden hali değildir. (mahrum olmaz):Ya günahı affolur veya hemen hayırla karşılığını görür, Yahut ahirette mükâfatını bulur.” (Deylemi)
Duâ, Allah (cc) ile kul arasında kuvvetli bir bağdır. Duâdan uzak kalmak, kişinin yaratıcı ile irtibatının zayıflamasına, bunun sonucunda da dini hayatında gevşekliğe sebep olur.
Oysa Alemlere Rahmet olarak gönderilen Hz.Peygamber (sav) “ Ben günde 70 kez tevbe ve istiğfar ederim.” buyurmuş ve duânın ehemmiyetini dile getirmiştir.Tabi ki değişik duâlar vardır. Mesela: Kulun Rabisin den af ve mağfiretinin istemesi, anne babanın evlatları için yap-tıkları duâ, evlatların anne ve babaları için yaptıkları duâ, misafirin duâsı, mazlumun yani zulme uğrayanın duâsı gibi duâlardır.
Evliyâullahdan İmamı Rabbanî Ahmed Faruk Serhendî şöyle demiştir: “ Bir şeyi istemek, ona nâil olmak demektir; Zirâ Allâh (cc)’u Teâlâ kabul etmeyeceği duâyı kuluna ettirmez. Bakın bu konuda Hz.Peygamber (sav) buyuruyor: Herhangi bir kul, koltuğunun altı görülecek şekilde ellerini kaldırır ve Allâh (cc)'dan bir dilekte bulunursa; acele etmediği takdirde kesinlikle duâsına icabet edilir. Acele nasıl olur yâ Resûlallah? Duâ ettim, kabul olmadı,der de vazgeçer işte bu yanlıştır; duâ yerine gelene kadar ısrar etmek gerekir. Bu sebeptendir ki Hz.Peygamber (sav) şöyle buyurur: Üç kişi bir araya geldikleri zaman, birlikte ettikleri duâ'yı Hz.Allah (cc) geri çevirmez. Hele hele bu duâlar belirli yerler, belirli zamanlar olursa o zaman daha çok güzel olur. Niçin belirli yerler. Meselâ: Kâbe'de, Arafat'ta, Medine'de Hz. Peygamber (sav) Efendimiz’in Makâmında, Hz.Peygamber (sav) i bir rivayete göre 6 diğer bir rivayete göre ise 7 ay evinde misafir eden sahabi Eyyûb Sultan Hz.nin makâmında yapılan duâlardır.
Bir gün bir çocuk babasına sorar babacığım Medineyi münevvere neden çok sıcak diye sorduğunda babasının ona evladım burada iki güneş vardırda ondan dediğinde. Çocuk Babacığım güneş bir değimli ? babası evet evladım fakat Güneşi, ayı, yıldızları, fezayı,semayı, arz ile tüm mahlukatı onun yüzü suyu hürmetine yaratmış olan Hz.Muhammet Mustafa (sav) gibi bir güneşinde orada olması hasebiyle iki güneşin sıcaklığı olunca böyle olur cevabını verir.
Görüşünceye dek hoşça kalın dostça kalın…
Yusuf ÇAKICI – Yalıhüyük/KONYA