Rahman olan, Rahim olan, Muin olan, Settar olan, Ğaffar olan, Ğani olan, Kerim olan Yüce Allah’ın isimleriyle başlarım.
Muhterem kardeşlerim yaklaşık 50 gün oldu sizlerden renklerin, ırkların, kadın – erkeğin, giyim-kuşamın ayrımı yapılmadığı, aynı safta, aynı kıbleye yönelmesi, İbrahim’i bir nidaya cevap vermek için gerek bedeni ve gerekse kalbi duygularla “ Lebbeyk, allahümme lebbeyk! Lebbeyke lâ şerike leke lebbeyk! İnnel hamde ven ni'mete leke vel mülk, lâ şerike lek ” ‘ Buyur Allah’ım buyur!Buyur, senin hiçbir ortağın yoktur.Buyur, şüphesiz her türlü övgü, nimet, mülk ve hükümranlık sana mahsustur. Senin ortağın yoktur.’ Diyerek, sıkıntılı dertli fakat görevini anlının akıyla yerine getiren servis ekibi arkadaşlarımla birlikte mahşerin provası ve islamın beş şartından biri olan Hac görevi için uzak kaldım. Rabbime hamdu senalar olsun tekrar buluşmayı nasip eyledi. Rabbim cümlemize tekrar tekrar o mübarek beldeleri görmeyi, Peygamber aşıklarının döktükleri gözyaşlarından ibret almayı, döndükten sonra Peygamber müjdesi olan,“Kim Allah için hac eder de (Allah’ın rızasına uymayan) kötü söz ve davranışlardan ve Allah’a karşı gelmekten sakınırsa, (kul hakkı hariç) annesinin onu doğurduğu günkü gibi (günahlarından arınmış olarak hacdan) döner.” (Hac İlmihali Diyanet İşleri Başkanlığı yayınları 2008 s.22) nail eylesin.
Düşünelim bi dostlar: Deve’de Mekke’ye gelir, devenin üzerindeki de. Deve ile gider Arafat’a, Meş’arilharam’a, Mina’ya, mazereti varsa eğer tavaf ve sa’y yapabilir. Siz devenin yerine arabayı uçağı tavaf ve sa’y hariç koyabilirsiniz, bir şey fark etmez. Çünkü deve ve araba hacı olmaz. “ İNSAN HACI ” olur. Deve niçin geldiğinin farkında değil. Fakaat insan niçin nereye geldiğinin bilincinde olmalıdır. Hac, kıldan ince kılıçtan keskince bir sırat olan hayat yolunda insanoğluna yürüyüşü öğretme amacı taşıyan bir ibadettir. Orada kimse kimseye sıkıntı vermez, adam kayırmaz kınayıcıların kınamasına bakmaz ya Nahl suresinin 90. ayetini uygular. Hac Adem rolünü oynayan her bir insanın yitirdiği cenneti aramaya çıkandır. Unutmayalım Adam olmanın yolu ‘ADEM’ olmaktan geçer haaa…
Hicretin 9.yılında farz kılınan hac sözlükte kastetmek ve yönelmek anlamına geldiği gibi fıkhı terini ise Mekke şehrindeki Kabe’yi ve civarındaki kutsal sayılan özel yerleri vakit içinde usulüne uygun olarak ziyaret etmek ve yapılması gereken diğer mansiki yerine getirmektir. Ne acı ki; ruhunu yitirdiğimiz ibadetler bizi cennete değil, ardında bıraktıkları doldurulmaz boşluklara uçurmuştur. Şuursuz ve ruhsuz ibadetlerimiz, içi boş olan bir mektubun üzeri süslü zarfına dönmüştür. Oysaki zarf kıymetini, içinde taşıdığı mesajdan alır. Değil mi? Dostlar!.. Halbu ki; bütün ibadetler, ferdi ve içtimai birçok derde derman olma vasfını taşıyordu. Örnek olarak Kur’ana göre Namaz: “ İnsanı kötülüklerden ve aşırılıktan alıkoyardı.” (29/45) Oruç: “İnsanda Allah’a karşı sorumluluk bilincini uyan-dırırdı.” (2/183) Zekat: “ Sosyal bir görev olup verildiğinde Allah (c.c) kalpleri cimrilikten arındırır, temizler, ümmetin bireyleri arasında bir merhamet ve dayanışma vasıtası kılar. İnsan hayatının sosyal ortamını güzelleştirdiği gibi insanın Allah'a olan bağını pekiştirir.” Hac: “İnsana ayakta durmayı, kıyamı, direnişi, başkaldırıyı öğretirdi.” (5/97) Fakat ne acı ki bütün bunlar bizlerden uzaklaşmıştır. Haccını diriltmiş bir insanın namazı, orucu, zekatı, cihadı, daveti, feraseti, basireti, fıtratı ve şahsiyeti yeniden dirilterek bir (ba’su ba’de’l-mevt ‘ yani yeniden dirilişi’) olacaktır. Bilmekle yetinmeyip tanıma düzeyine erişen, hissetmekle yetinmeyip şuura eren, bakmakla yetinmeyip gören, işitmekle yetinmeyip kavrayan, soyut bir inançla yetinmeyip inancını hayatına dönüştüren, şirkten uzak durmakla yetinmeyip, Adem gibi cennetini arayan, şeytana uymamakla yetinmeyip * Bismillahi allahu ekber. Rağmen li’ş-şeytanı ve hizbihi.* (Allah’ın adıyla şeytan ve taraftarlarına rağmen, Allah büyüktür.) diyerek taşlayıp, cesedini kurban vermekle yetinmeyip İsmail gibi nefsini kurban eden bir insan. Ya Rabbi bizlere bunları kazanma şuurunu ver derken Ya Rabbi dünyanın neresinde olursa olsun zulme uğrayan müslümanlara yardım eyle Müslümanlara zulmeden başta İsraili “ Elem tera keyfe feale rabbüke bi ashâbil fîl. Elem yec'al keydehüm fî tadlîl. Ve ersele aleyhim tayran ebâbîl. Termîhim bi hicâratin min siccîl. Fecealehüm keasfin me'kûl.” **“(Ey Muhammed! Kâbe'yi yıkmaya gelen) Fil sahiplerine Rabbinin ne yaptığını görmedin mi? Onların düzenlerini boşa çıkarmadı mı? Onların üzerine, sert taşlar atan sürülerle kuşlar gönderdi. Sonunda onları, yenilmiş ekin gibi yaptı.”** Sureyi Celile hürmetine onları ve alkışlayanları kahhar ismi hürmetine kahru perişan eyle. kahru perişan eyle. kahru perişan eyle. AMİN. AMİN. AMİN.
Görüşünceye dek hoşça kalın dostça kalalım…
Yusuf ÇAKICI – Yalıhüyük /KONYA