Bu gece günahlardan beraat edelim

 

Rahman olan, Rahim olan, Gaffar olan, Settar olan, Vehhap olan, Adl olan Yüce Allah (c.c.)’ın isimleriyle sevgi ile başlayalım…

Malumunuz olduğu üzere 04 Temmuz 2012 Çarşamba’yı Perşembe’ye bağlayan gece yani bu gece, mübarek üç ayların sonuncusu, her yıl gelişiyle pek çok güzelliğin yaşandığı rahmet, mağfiret ve arınma mevsimi Ramazanı şerife adım adım yaklaştığımızın habercisi, kurtuluş, af ve arınma gecesi olan Berat Kandilini idrak edeceğiz. Bizlere bunca nimeti bahşettiği için Yüce Allah (c.c.)’a ne kadar hamdü sena etsek, ne kadar şükretsek azdır. Bizim geleneklerimizde kandil olarak bildiğimiz bu mübarek geceler, insanoğlu varlık ve yaratılış gayesini unutup sonu gelmez emel ve hevesler peşinde koca bir ömrü heba edip, kalp gözümüzü açma ve gönül dünyamızı temizleme fırsatı sunarken, Rabbimize, kendimize ve bütün insanlığa karşı sorumluluklarımızı hatırlatır günah ve hatalarımız için tövbe ederek kendimizin ailemizin affını sağlayan gece olmalı. Berat Kandili, bizlere her türlü şer, kötülük, zulüm, haksızlık ve adaletsizlikten beri olmayı, onlardan geri durmayı öğretmeli. Berat Kandili, Yüce Rabbimiz nezdinde beratımıza vesile olmalı, nefis ve şeytanın hile ve tuzaklarına karşı her zamankinden daha çok dur deme şuuruna, kendimize, ailemize, din kardeşlerimize, aynı anne ve babadan gelen soy kardeşlerimize ve tüm kâinata karşı affedici, onarıcı ve bağışlayıcı olmayı öğretmeli. Dahası, kırılan kalpleri onarma, dargınlık duvarlarını yıkma, kin, nefret ve intikam duygularını aşma gecesi ve günü olmalı, Yüce Allah (c.c.)’ın affına erebilmek için Yunus’un dediği gibi; Yaradılanı Severim Yaradandan Ötürü yaradılanı affetme günü olmalı. Bu da hiç şüphesiz, hayat rehberimiz olan Kur’an-ı Kerim’i anlamakla, yaşamakla, Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)’in bizlere miras bırakmış olduğu sünnetini ve evrensel ahlâkî erdemleri hayatımıza yansıtmakla ancak mümkün olacaktır değerli dostlar.  Kurtuluş, af ve arınma gibi anlamlara gelen bu mübarek gecenin bizlere sunduğu maneviyatı, Kur’an’ın bizlere öğrettiği, “Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka kaybedenlerden oluruz.” (A’raf, 7/23) yüce mesajla, tövbe istiğfar ve yakarışlarla beratımızı almamızın ancak hayat rehberimiz olan Kur’an-ı Kerim’i anlamakla, yaşamakla, Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.) in bizlere miras bırakmış olduğu sünnetini ahlaki değerleri hayatımıza yansıtmakla mümkün olacağını hatırımızdan çıkarmamalıyız.   Hz. Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bir hadisi şeriflerinde berat gecesinin feyiz ve bereketini çeşitli şekillerde bizlere sunmaktadır. Şaban’ın 15. gecesi geldiğinde geceyi uyanık ibadetle, gündüzü de oruçlu olarak geçirin. O gece güneş battıktan sonra Allah rahmetiyle dünya semasına tecelli eder ve şöyle seslenir: İstiğfar eden yok mu, affedeyim ve bağışlayayım. Rızık isteyen yok mu, hemen rızık vereyim. Başına bir musibet gelen yok mu, hemen sağlık ve afiyet vereyim. Böylece tan yerinin ağarmasına kadar bu şekilde devam eder. Berat gecesi beşer mukadderatının plan ve programı çizilirken insanlara verilen eşsiz bir fırsattır. Bu fırsatı değerlendirip günahlarını affettirebilen, gönlünden geçirdiklerini bütün samimiyetiyle Yüce Rabbimize iletip isteklerini ‘O’ndan talep eden ve belalardan ‘O’na sığınan bir insan ne kadar mutlu ve bahtiyarsa, buna rağmen, her tarafı kuşatan rahmet tecellisinden istifade edemeyen bir insan da kusura bakmayınız o kadar bedbahttır.  Ne acı ki bugün İslâm dünyası, bir taraftan müslümanların kendi hür iradesiyle kendi yaşamını ortaya koyamazken, din – dil – mezhep çatışmalarının tahrik edildiği; zulümlerin, savaşların, çatışmaların, insan hakları ihlallerinin, cinayetlerin, terör ve şiddetin, fakirliğin, cehaletin, geri kalmışlığın nemelazımcılığın revaçta olduğu bir dönemde yaşamaktayız. Oysa beraat biz müslümanlar için en güzel günlerin insanların insanca yaşama hakkını elde etme fırsatlarını sunmaktadır. Yaşanan bu hadiselerin bir an önce sona ermesi ve İslâm coğrafyasının acı ve elem coğrafyası olmaktan kurtularak, yeniden bir ilim ve medeniyet coğrafyasına dönüşmesi Yüce Rabbimden sizler gibi benimde en büyük niyazımdır. Bu duygu ve düşüncelerimle başta aziz milletimiz, hemşerilerim, gönül dünyamda olan tüm din kardeşlerim olmak üzere tüm İslâm âleminin Berat Kandilini tebrik eder, bu mübarek gecenin şer odakları tarafından ülkemizi de içine çekmek isteyen, fitne ateşinden, kargaşadan muhafazasına vesile olmasını; kin, nefret, öfke, kibir, haset gibi engellerin aşabilme gücünü, bunca kötülükleri bertaraf ederek birbirimizi ve hatta İslâm âleminin barış, huzur ve güven içerisinde olmasını, kirli, paslı günah yüklü gönüllerimizden berat etmiş olarak Ramazana erişmeyi Yüce Rabbimden niyaz ediyorum. Eviniz gül, gönlünüz gülşen olsun. Görüşünceye dek hoşça kalın dosta kalalım.

                       Yusuf ÇAKICI                      Yalıhüyük/KONYA

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
emoji-5
Emoji
Bu gece günahlardan beraat edelim

Bültenimize abone olun, yeni haberleri bildirelim.

Yalıhüyük hakkındaki yeni haberlerden haberdar olmak için ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Yalıhüyük.com ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!