Mevlana Müzesi tüm dünyanın ilgisini çekerken, içinde bulundurduğu tarihi eserlerde gizemini hala koruyor…
Hazreti Mevlana 17 Aralık 1273 yılında vefat edince türbesi, dergâhın içine yapılmış. Mevlana’nın oğlu Sultan Veled, mezarın üstüne türbe yaptırmak isteyen kişilerin isteklerini kabul ederek “Kubbe-i Hadra” yani Yeşil Türbe denilen 8 kalın sütun üzerine 130 bin Selçuki dirhemine Mimar Tebrizli Bedrettin’e yaptırılmıştır.
Hazreti Mevlana’nın asıl mezarı, sandukasının aşağısında yer alıyor. Rivayetlere göre mezarın yapıldığı yıldan beri Mevleviler dâhil kimsenin girmediği ve yine bir rivayete göre Sultan 4. Murat Mevlana’nın türbesini ziyaret ettiği bir sırada dergâhta bulunanlara mezara girmek istediğini söyler. Bütün ısrarlara rağmen mezara girmesine izin verilmez. Bunun üzerine 4. Murat elinde bulunan tespihi açık olan mezarın içine atmış ve tespihin alınması için birinin mezara girerek almasını ister. 7 yaşında bir çocuk mezara indirilerek tespihi alır. Çocuğun mezardan çıktıktan sonra dilinin tutulduğu ve bir daha hiç konuşamadığı rivayet ediliyor. O günden sonra mezarın üstü betonla kapatılıp ve kurşunla kaplandığı ondan sonrada hiç kimsenin mezara girmediği belirtiliyor.
Hazreti Mevlana’nın yaşamında dergâh olarak kullandığı ve 1926 yılında Atatürk tarafından müzeye çevrilen Mevlana Müzesi içinde, sadece Hazreti Mevlana’nın türbesinin bulunması ile değil, içinde barındırdığı ilginç özellikleri ile tüm ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Özelikle mimarisinde ve dergâh içerisindeki yapım malzemelerinin o gün özelliklerine göre ileri safhada bir teknikle yapılışı dikkat çekmektedir. Müzede sergilenen ve zamanında Mesneviler tarafından kullanılan el yazması Kur’an-ı Kerimler, o güne ait giyisiler hala sağlam ve dayanıklı bir şekilde ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Müze içinde bulunan dünyadaki ilk 8 telli keman olan bu kemanın Türk musikisinde bütün makamların çalınabildiği nadir kemanlardan olduğu belirtirken Hz. Mevlana döneminden kalan bu müzik aletleri Mevlevilerin müzik ile ilgilendikleri tarihi belgeleri de içinde bulunduruyor. Müzede birçok ilgi çekici tarihi belgeler bulunurken Peygamber Efendimizin Sakal-ı Şerif’i de müzeye gelen ziyaretçilere açık tutuluyor.
Haber: Fatih ATALAY