Rahman olan, Rahim olan, Kahhar olan, Alim olan, Hafıd olan, Müzil olan, Hakem olan, Habir olan, Basir olan, olan Yüce Allah’ın isimleriyle başlayalım İnşallah…
Bilin ki, tarih geçmişte kalan bir mazi değildir. Kim bilir beklide yeni bir başlangıcın işaretidir. Dolayısıyla bu hafta İstanbul’un fethinin 554. yıldönümünü hep birlikte kutluyaca-ğız. Osmanlı sultanlarından İkinci Mehmet Han’ın, (Fatih Sultan Mehmet 29 Mart 1432'de Edirne'de doğdu. Babası Sultan II.Murat annesi Huma Hatun'dur. Fatih Sultan Mehmet, uzun boylu, dolgun yanaklı, kıvrık burunlu, adaleli ve kuvvetli bir padişahtı. Devrinin en büyük ulemalarından birisiydi ve yedi yabancı dil bilirdi. Alim, şair ve sanatkarları sık sık toplar ve onlarla sohbet etmekten çok hoşlanırdı. Fatih Sultan Mehmet 1481 yılına kadar hükümdarlık yaptı ve bizzat 25 sefere katıldı. Azim ve irade sahibiydi.Devlet yönetiminde oldukça sertti.20 yaşında Osmanlı padişahı olan Sultan II.Mehmet, İstanbul'u fethedip 1100 yıllık doğu Roma İmparatorluğunu ortadan kaldırarak Fatih unvanını aldı. Hz.Muhammed'in (sav) hadisi şerifinde “ Konstantiniye bir gün mutlaka feth olunacaktır. Onu feth eden asker ne büyük bir asker, onu fetheden kumandan ne büyük bir kumandandır.” Müjdesiyle müjdelediği İstanbul'un fethini gerçekleştiren büyük komutan olmayı da başaran Fatih Sultan Mehmet, bir Türk hükümdarıydı. Fatih Sultan Mehmet, Nikris hastalığından dolayı 3 Mayıs 1481 günü Maltepe'de vefat etti ve Fatih Camii'nin yanındaki Fatih Türbesi'ne defnedildi. ) henüz 21 yaşında, 29 Mayıs 1453’te, şanlı ordusuyla birlikte Bizans İmparatorluğu’nun başkenti olan İstanbul’u alıp, Osmanlı devle-tinin başkenti yapması, hem Türk-İslâm dünyası hem de dünya tarihi açısından anlamı çok büyük olan tarihi bir olaydır.
Nedense bazı basın ve yayın, bazı siyasiler, NEDEN ve NİÇİN ? Şanlı tarihimizi tüm batini ve zahiri yönleri ile yazmayıp sadece kupkuru ve ruhsuz bir şekilde kah karalama, kah yalanlama ve eleştiri yolunu kullanarak şanlı milletimize, ecdadımızı ve tarihimizi sevdirmek yerine, kin ve nefret uyandırarak ecdad ile torunun arasında uçurumlar meydana getirmiş ve getirmektedirler. Osmanlının 700 yıl dır yaptığı onca doğru arasında birkaç yanlışını arayacak-larına,80 yıldır bazı kimselerin yaptığı bunca yanlış arasından birkaç doğruyu söyleyin bakalım. Hz. Muaviye (ra)’den Hz. Fatih Sultan Mehmet Han’a kadar cümle İslam hükümdarlarının ilk hedefi olan İstanbul ’ un fethi… Malumunuz İstanbul ’un ilk ismi MAKEDONYA ’dır. Evet balkanlardaki devlette İstanbul ’un eski ismini almıştır. Makedonya’nın anlamı ; Hikmeti Mu-kaddese, Kutsal Hikmettir. Fakat bizim için önemli olan Osmanlılardaki ismidir; o da İSLAM-BOL ve İSLAMBUL idi. İslamı bulup islamın bol olsun manasında İslambol ve İslambul diyorlardı Osmanlılar.Türk Milleti daha sonra İstanbul olarak değiştir.Oysa Hz. Mevlana ne güzel diyor: “ Başa bak! Eğer sonunu görmek istersen” diyor. (Tüm Hakikatleri ve bilinmeyen yönleri el İstanbul Ayasofya ve Fatih Sultan Mehmet Han Hz.’leri s.4-31)
Cenâb-ı Hak (cc); “ Ey iman edenler! Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı sağlam bastırır.” (Enfal 8/60.) buyurarak mukaddes değerler uğruna, canını ve malını verenlere yardım edeceğini bildirmiş, Hz.Peygamber (sav) efendimiz de “ İs- tanbul mutlaka feth olunacaktır. O’nu feth eden komutan ne güzel komutan, O’nu feth eden as-ker ne güzel askerdir ”(Ahmet b.Hanbel,Müsned IV, 325.) buyurmuşlardır.fethin ertesi günü de İstanbul’un her yerinde Fatih Sultan Mehmet’in fermanları okunmuş, İstanbul halkının canları-nın, mallarının, ırzlarının korunacağı, din ve mezhep hürriyetleri ile milli örf ve adetlerinin tamamen Osmanlı Devleti kanunlarının teminatı altında bulunduğu ilan edilmiş, dini liderlerini seçmelerine izin verilmiştir.
Heyhat gel de şimdi bir bak fatihin torunlarının yaptıklarına!.. Güneşli havadan, bulutlu havadan, yağmurlu havadan, insanların şekil ve şemalarından dolayı zulme uğratanlar, adam kesmeler, araçları ateşe vermeler, uyuşturucular, köprü altlarında yok olan insanlar, zina, fuhuş, hırsızlık, yolsuzluk, arsızlıkları… görün, düşünün, düşünün,düşünün…
İstanbul’un fethi sırasında Fatih Sultan Mehmet Han Hz.’leri; ALİMLERİ ve Allah (cc) dostlarını toplayıp “ bana yardım edin İstanbul’u alalım. İstanbulun yarısını size hediye edece-ğim istediğiniz kadar tekke, zaviye,dergah. Ne kadar mekan istiyorsanız, hepsini size verece-ğim”der. Bunun üzerine manevi sultanlar O zamanki ORDUYA yaptığı konuşmadan sonra iki rekat hacet namazı kılarlar ( NE KADAR İHTİYACIMIZ VAR DEĞİLMİ…) ve Bismillah deyip, bu kale fethedilecek İnşallah, çünkü ayet ve Hadis vardır hakkında … diyerek askerleri motive edip aşka ve şevke getirdikten sonra Osmanlı’nın imanlı askerleri bütün güçleriyle kale saldırdılar. Kalenin düşmediğini gören Fatih Sultan Mehmet Han, Hocalarım, Paşalarım bu saldırı karşısında nasıl olurda bu kale hala ayakta diye sorar şeyhlere. Akşemsettin (Akşemset-tin Hz.’lerinin gerçek ismi Şemsettin Mehmet tir. Ak şeh ismi yüzünün ve ruhunun temizliğin-den dolayı kendine bu isim verilmiştir. Aslen Şamlı olup soyu Hz. Ebubekir (ra)’e dayanır. Amasya ve Osmancık medreselerinde eğitim görmüş ve Hacı Bayram Veli huzuruna ilahi bir zincir bağlanarak çağırılmıştır. Daha sonra burada pişerek Hacı Bayram Velinin gözde müritle-rinden biri olmuştur. İstanbul’un alınmasını Hacı Bayram Veli, Akşemsettin ve Fatih’e nasip olacağını bildirmiştir. Ayrıca Eyüp Sultan Hz. mezarını da İstanbul’un Fethinden sonra bulmuş-tur.İstanbul’u almadan önce Göynüğe yerleşmiş olup İstanbul’un fethinden sonrada Göynüğe yerleşmiş ve burada vefat etmiştir. Türbesi Fatih tarafından yaptırılmıştır.) Hz.’leri Sultanım bu kale senindir. Müjdelidir.
Lakin ÜÇ ŞEY engeldir fethe.
1) Zamanın kutbu olan Nakşi-bendi silsilesinin altın halkasından Şeyh Ubeydullah Ahrar Hz.’leri ki ondan medet istemek gerekir.
2)Tüm balkanların ve rumelinin manevi sorumlusu Şeyh Sarı Saltuk (Battal gazinin torunu olup seyyidtir.Esved Nikola,Kelgra Sultan,Muhammed Buhari,Şerif Hızır isimleri ile ünlüdür. Balkanlarda ve batı dünyasında Aziz Nikola olarak tanınır.İmanlarını papaz kıyafetleri altında gizlemişlerdi.Sarı Saltuk papaz kığlında Ayasofya’da kendi zamanının papazları ile bu gizli sırlar hakkında görüşmüşlerdir.Aynı zamanda Ahmet Yesevi Hz.lerinin halifesi olup on iki dil bilip balkanlarda gizlice islamı yayarak Hıristiyanlık dininde olan teslis inancını ortadan kaldırmıştır.Hıristiyanlar kendisini Noel Baba olarak tanırlar.) Baba’dır ki ondan da medet istemek gerekir.
3) Bir Apdal Meczup Allah (cc) dostu vardır ki aman benim gavurcuklarıma bir şey olmasın diyerek bizim attığımız gülleleri tutup bize geri atıyor. Deyince Sultan kızar fakat hocası oda Allah (cc) dostudur. Rabbimiz ona öyle bir görev vermiş ve hikmetini Rabbim bilir der. Ve bu kale ellinci günü fethedilecektir. Bunu duyan Sultan askerlere ihsanda bulunur, bahşişler verir mal ve mülk dağıtır. Askerler kalenin fethi ile meşgul olurken, kendisinde çadırında ibadet edip, ağlayarak zikir çekerek zamanın kutupları olan sultanını yardıma çağırır.Ya Ubeydullah Ahrar Hz.’leri, Ya Şeyh Muhammed Buharı Sarı Saltuk Hz.’ler, Allah(cc)’ın aziz dostları Hz.Peygamber (sav) Efendimizin yüzü suyu hürmetine benim bu kaleyi almamda yardımcı olun. Sizin himmetinize ihtiyacım vardır diye gözyaşları içinde medet ister. Haftaya devam etmek üzere; Görüşünceye dek hoşça kalın dostça kalın…
Yusuf ÇAKICI – Yalıhüyük/KONYA