Bilindiği gibi fertlerin ve toplumların maddi manevi, her sahada yükselmelerini ve ilerlemelerini sağlayan unsurların başında ilim gelmektedir.
İslamın ilk emri oku olan dini-miz ilme ve ilim adamına büyük önem vermiş ve ilim öğrenmeyi her Müslüman zengin-fakir, makamlı-makamsız, yetim-öksüz, kürklü-kürksüz, açık-kapalı, uzun-kısa, şişman-zayıf, bıyıklı-bıyıksız, sakallı-sakalsız ayrımı yapmadan“ KADIN ” ve “ ERKEĞE” farz kılmıştır.Yüce Rabbimiz bütün insanları eşit sayarken;“…Resulüm deki: Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu…”(Zümer 39/9 )müjdesiyle ilim ve öğretici sıfatı taşıyanları diğer insanlardan ayırıp yücelterek, “…O halde sakın cahillerden olma.”(Enam 6/35) “…cahillerden yüz çevir.”(A’raf 7/199) anlamındaki birçok ayetle de en büyük düşma-nımız olan cehalet ve bilgisizliğin olduğunu bizlere haber vermiştir.İslam dini ilme ve ilim adamına,öğretmene o kadar değer vermiştir ki Peygamberimiz(sav)“Âlimler peygamber-lerin varisleridir.”(Buhari),“…Sizin en hayırlınız öğrenen ve öğreteninizdir.” Üstünlüğü-nü arz ederken, damadı Hz.Ali (ra) da “ Bana bir harf öğretenin kölesi olurum.” Sözüyle öğreticinin önemini ortaya koymuşlardır. Atının ayağından padişahın kaftanına sıçrayan çamuru temizlemeye çalışan Şeyhülislama; “Dokunmayın, bir âlimin atının ayağından sıçrayan çamuru kaftanımda taşımak benim için şereflerin en büyüğüdür.” diyen Yavuz Sultan Selim’in bu asil ve anlamlı davranışı, ilim adamına ve ilme verilen değerin mühim bir ifadesidir.
Oysa ne acı ki;
a)-Sultanahmet Ticaret ve Meslek Lisesi ve Anadolu Ticaret Meslek Lisesi’nde (Hamidiye Ticaret Mektebi Âlisi), Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde öğrencilerine ALLAH BÜYÜKTÜR ibaresinin Arapça karşılığı olan ALLAH’U EKBER diyen öğretmeninden okul yönetimi savunma istemiştir. (13 Kasım Haber 10’ un haberin-den alıntı.)
b)- Bazı basın ve yayıncılar Şehit olan öğretmenlerin ruhları için okunacak Mevdi-i Şerife düşman gibi bakıp, oysa hart dink’in ölümünde kendi dilleriyle hepimiz ermeniyiz diyen arsızlar onu bile çok görüyorlar.
c)- Vatan'ın haberine göre, 24 yaşındaki Mesut Başaran ile 25 yaşındaki Aslı Kuran, Trakya Üniversitesi’nde okurken tanışıp birbirlerine aşık olurlar. Aslı hamile kaldığını fark ettiğinde bebeği aldırmak için uğraşırlar ama çok geç. Utanmaz haysiyetsiz Trakya Üniversitesi Kırklareli Meslek Yüksek Okulu öğrencisi olan Mesut denen yaratık bakın utanmadan Polise ne diyor: Benim bazı bayan arkadaşlarımla cinsel ilişkim oldu ama her defasında bilinçli bir şekilde korundum. Hiçbir şekilde hamilelik gibi bir sorunla karşılaş-madım diyor.Hani eski cahiliye arapları kız çocuklarını diri diri toprağa gömülüyordu ya… Buda Mütedeyyin insanlarla uğraşanların fırsatı olmayıp yetimlerin-kimsesizlerin,eli nasırlı mütedeyyin vatandaşlardan alınan vergileriyle burs alıp okuttuğu Üniversiteli Cahiliye yaratığı Mesut ve Aslı. Aslında rektör ve başkanların bu gibi insanlarla uğraşması daha doğru ve aciliyet arzeder. Değil mi dostlar sizlere bırakıyorum evet mi hayır mı’yı Bu yaratıklar bu sefer evlenmek istemeyince bebekten kurtulmanın yollarını arıyorlar. Daha sonra dünyaya masum günahsız olarak getirdikleri oğullarını kendilerini Üniversi-teli çağdaş zanneden bu yaratıklardan aslı polise gidip “ Bebeğimi öldürüp yakan ve bana tehditle baskı kuran Mesut ’tan ben de şikayetçiyim ” dedikten sonra Eyüp Cumhuriyet Savcılığı’nın talebiyle mahkemeye çıkarılan genç Mesut Başaran ve Aslı Kuran’ın “kasten öz çocuğunu öldürmek” suçundan ağırlaş tırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanması istemiyle tutuklanarak cezaevine konuldu. Haberin detayı için (http://www.haberler.com/ bebeklerini-yaktilar-haberi/ bakabilirsiniz.)İşte bu gibi zihniyetle yetişen nesiller veya aynı zihniyeti taşıyan öğreticilerin yetiştireceği öğrenci dağlara çıkmaz mı?,Bu ülkeye faydaları olur mu?insanlara hor bakmaz mı?, beşikteki bebelere kurşun sıkmaz mı?, Yaratılanı severiz yaratandan ötürü düsturuna tepki göstermez mi?, KINIYORUM ONLARI!..Çünkü gerçek Öğretmenler ayrımı yapmadan Vatan için Bayrak için çalışan gece ve gündüzünü öğrencilerine adayan, sevgi elçileri, sınıfta yaşama sevinci, toplumda huzuru, Kemal ATATÜRK ’ün dediği gibi ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ düsturuyla ülkede barışı, meslek-taşları arasında demokrasinin simgesi olmalıdırlar.
Bakınız Gazi Mustafa Kelam ATATÜRK bu gibilere “Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” demekle gerek eğitimciye ve gerekse öğrenciye yüklediği sorumluluğu ve değeri anlatmıştır.Hiç şüphesiz Öğretmenler; insanları eğitmeyi ve öğretmeyi kendisine meslek edinen, millî ve dinî değerlerimizi öğreten,sevgi ve saygıyı aşılayan,bilgiyle karan-lıkları aydınlatan ve onları hayata hazırlayan toplumun gerçek mimarlarıdır.Öğretmenlerin samimi gayretleri, özverili çalışmaları, güzel ahlâkı ve örnek davranışlarıyla dün olduğu gibi bugün de adınızdan iyiliklerle söz ettirmelisiniz. Hayat geçip gidiyor. Boş geçirecek hiçbir anımız yok. Her an bir şeyler öğrenmeli, okumalı ve araştırmalıyız. Bugünümüz dünden, yarınımız bugünden daha iyi olmalıdır. Çünkü Hz. Peygamberim (sav) “ İki günü birbirine eşit olan ziyandadır. ” Buyurmuştur. Mustafa Kelam ATATÜRK’te “ Ulusları kurtaracak olan yalnız ve ancak öğretmenlerdir.” Sözleriyle öğretmene verdiği önemi ve duyduğu saygıyı en güzel biçimde belirtmiştir. Yüce dinimiz İslam, tembelliğe son verme-nin yanı sıra, aklımızla çalışmayı, azim ve gayreti emreder. Cehalet insanı yokluğa, ilim varlığa ve yücelmeye götürür. Bizlere emanet edilen bu memleketi kalkındırmak ve ileri seviyelere götürmek hepimizin en önemli görevidir.Eğitimci yani öğretmen öğrencilerinin üzerine titreyendir.Gömleğinin düğmesi açılınca elleriyle kapatan, alınları terleyince men-diliyle kurulayan, ayağına taş dokunsa bizden önce üzülendir. Öğretmen bir bahçıvandır en güzel gülleri o yetiştirmelidir. Öğretmen, doğan güneş gibi etrafını aydınlatmalı karan-lıklara meydan okumalıdır.Öğretmen öğrencilerine gerek sosyal ve gerekse kültürel yönünden kötü örnek olmamalıdır.Çünkü çoğu öğrenci öğretmenini örnek almış ve almak-tadır maalesef…Tabi bunları söylerken çocuklarımıza da şuurlu,vakarlı olarak hareket etmelerini öğretmeli ve yardımcı olmalıyız. Öğretmen; yapıcı ve insan haklarına saygılı olmalı, Öğretmen özverili, çevreye güven ve inanç veren, kalbi insan sevgisiyle dolu bir kişi olmayıdır. Atatürk’ün dediği gibi “ Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” Öyleyse nesillerimizi maneviyata dine-diyanete-bayrağa-vatana-insana ve insan haklarına değer verecek gerektiğinde canı pahasına mücadele edecek şekilde bir nefer yetiştirmeli-dirler.
Öğretmenler günü münasebetiyle elleri öpülecek öğrenci yetiştirmesine çalışan başta Şuurlu öğretmenlerimiz olmak üzere,aileleri,çocukları ve çocuklarımıza başarılı şuurlu, bilgili, vakarlı,ülkesine,memleketine, bağlı olarak bir hayat sürmelerini diler, şuurlu öğret-menlerimden vefat edenlere Rabbimden rahmet, hayatta olanların ellerinden öperim. Haftaya görüşmek üzere hoşça kalın dostça kalın…Ve SEVDİKLERİNİZE GÜL VERİN eğer GÜL veremiyorsanız GÜLÜVERİN ” Bari!..
Yusuf ÇAKICI – Yalıhüyük / KONYA