Rahman olan, Rahim olan, Mumin olan, Settar olan, Ğaffar olan, Ğani olan, Kerim olan Yüce Allah (cc) âlemleri yoktan var eden, yarattığı mahlûkat içinde insani en şerefli ve mükerrem kılan, Âdemoğlunu ilâhî halifesi olarak yaratıp akıl cevheri ile bezeyen,Yüce Allah (cc)’a hamd, Kıyamet gününde Ümmeti! Ümmeti! diyerek bizleri şefaatiyle kucaklayan Muhammet Mustafa (sav)’ya, O’nun aline, ezvacine, ashabına, ahbabına salât ve selâm olsun…
İnsana insanca muameleyi öğreten, toplumda refah ve mutluluğun temelini sağlayan, kana, gözyaşına, zulme, adaletsizliğe, karşı duran kısacası en ideal toplumu oluşturmayı sağlayan İslami güzelliklerdir. İnsanlık kelimesi deyince akla ilk gelen şey;Dürüstlük, merhamet, adalet, sevgi, saygı, yardımlaşma, kaynaşma, kucaklaşma gelmelidir. Ama ne acı ki günden güne kaybettiğimiz en büyük değerimizden biride hiç şüphesiz ‘İNSANLIK ’tır!..
Maalesef her gecen gün bizden nefsimizden, neslimizden, evimizden, sokağımızdan, caddemizden, çarşımızdan, gram gram uzaklaşan, bizleri “biz” yapan değerlerimizi, insanlığımızı ve yaşam olgumuzu gerilere götürmektedir. Nasıl ki : bakınız bir iki misal vereceğim (yorumu siz okuyuculardan bekliyorum) 1)- ( Hürriyetin Gazetesindeki Murat KİBRİTOĞLU/ADANA / DHA 29.10.2007 tarihli gazetesindeki bir yazıdaki çirkinliğe Müslüman olduğuna şahitlik lazım olan bir habercinin verdiği haberi okuyunca Müslüman çarşısında salyangoz satan biri daha çıktı dedim.
Haber şöyle) “Lisede mescit: Adana'daki Tepebağ Lisesi’nin bodrum katındaki bir odanın mescit haline getirildiği ve bazı öğrencilerin teneffüste burada namaz kıldığı ileri sürüldü. Namaz kılan öğrenciler cep telefonuyla görüntülenirken, burada bazı öğretmenlerin cuma namazı kıldırdığı iddia edildi. Öğretmenlik yapan Eğitim- Sen Adana Şube Başkanı Güven Boğa okulda mescit açılmasını, mevcut yasalar ve eğitim sistemi bakımından skandal olarak değerlendirdi.”Peki bey efendi orada eroin satan yer, uyuşturucuya teşvik yuvaları mı ayarlansaydı, öğrencilerin fuhuş yapması için ayarlansaydı, Vatanına,
Bayrağına,dinine,diyanetine karşı hainler yuvasımı olsaydı, Soy isminiz KİBRİT-OĞLU ortalığı kibritle meyin, diyorum…2)- Eli Gold bir kişi 29.10.2007 Aktifhaber de şöyle bir e-mail yazmış. Bence de diyanet miyanet kalksın. Müslümanlar da aleviler de kendi kendilerine organize olsunlar. İmam da cuma hutbesinde abuk subuk diyanet hutbesi okumaktan kurtulsun. Devlet elini dinden çeksin. O zaman laik olduğumuzu anlayalım… vs. vs.
İnsanlık kelimesi deyince akla ilk gelen şey dürüstlük, merhamet, adalet, sevgi, saygı, yardımlaşma, kaynaşma, kucaklaşma değimliydi. Hani bunlar nasıl insan ama ne acı ki günden güne böyleleri insanlıklarını da kaybetmişlerdir. Maalesef bir arpa boyu bile yol alamadığımız insanlık hususunda, birer kangren gibi içimizde büyük yaralar açmış ve açmaktadır. Halbuki varlığımızın tek ama tek gayesi, insan olmak ve Yüce yaratıcının emrettiği şekilde yaşama ve yaşatma emrini hayatımızın her safhasına ilmek ilmek uygulamamızdır. Çünkü Yüce Allah (cc) şöyle buyuruyor: “ Sizi boş ve anlamsız bir oyun için yarattığımızı ve bize dönmek zorunda olmadığınızı sanıyordunuz? (Mü’minun suresi 23/115 Kur’an Mesajı Muhammed ESED c.2 s.702)
Çünkü senin yaratılışının bir maksadı, bir gayesi var. Bütün bu mahlukatın, bütün alemin bir yaratılış maksadı vardır. Her şey mükemmel bir nizam üzerine olunca ve insan da başıboş yaratılmayınca "acaba niçin yaratıldı?" sorusu akla geliyor. Ona da Yüce Allah (cc) " Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” Ve onlara söyle görünmez varlıkları ve insanları yalnızca beni tanımaları ve bana kulluk etmeleri için yarattım. (Zariyat suresi 51/56 Kur’an Mesajı Muhammed ESED c.2 s.702)
İnsana bu mesajları Peygamberleri vasıtasıyla insanoğluna ‘İNSAN’ olsunlar, adam olsunlar diye tebliğ edilmiştir.
Burada çok enteresan bir incelik vardır. Dikkat ederseniz ibadetle hayatını Allah (cc)’a, Resulüne (sav) bağlayan, yönlendiren insanların hayatında hemen hemen bütün işlerin merkezinde oturan gaye, insanoğlunu yeryüzünde başıboş bırakılmaya gelmez. Bir taraftan iyi duygularla bezenmiş, bir diğer taraftan da inanılmaz kötü duygularla donatılmış bir varlıktır insan.
Bundan ötürü insanın dünyada duruşunu belirlemek hayatına bir anlam kazandıra-bilmek, sınırsız istek ve arzularını gemleyebilmek için bir düzene ihtiyaç duymaktadır. Bu düzen de ancak dediğim gibi kulun Rabbisine ve Resulüne bağlılığı doğrultusunda; iyiliği, merhameti, yardımseverliği,benimsemeli, zulme ve haksızlığa karşı yapıcı olmayı, kışkırtıcı, bozguncu olmamayı emretmiştir. İşte bu sebepledir ki, bu hassasiyetlere sahip olan toplumlar, dünya da sadece insanların değil bütün canlılara ve tabiata değer veren, elindeki, çevresindeki, emrindeki veya dünya kaynaklarını bilinçli kullanmaktan aynı zamanda çevreye değer verenler dünya halklarına örnek teşkil etmektedir. Oysa ki, çocukluğumuzdan beri bize öğretilen, her an verdiğimiz yaşam sınavından en iyi not ile çıkabilmemizin tek yolu, değil miydi İNSAN OLMAK ,İNSAN OLMAK!..
Peki ne oldu insanlığımız konusunda biz Muhammed (sav) Ümmetine de tespih taneleri gibi, kıyıya vurmuş ölü balıklar gibi serilmeye başladı.Tabi bunların cevabını verebilmek için önce ‘ADAM’ gibi ‘ADAM’ olmak ‘İNSAN’ olmak gerekir sanırım dostlar değimli ?
Çünkü bizleri bitkilerden, hayvanlardan ayıran hayatı sadece yaşamak için değil aynı zamanda yaşanır kılmak için olgularımızı gözden geçirmeli birbirinin kuyusunu kazan değil, kuyuya düşecek insanların elinden tutarak, gülerken hep birlikte gülmeli, ağlarken göz musluklarımızı hep birlikte açmalı ki; Üstad Necip Fazıl KISAKÜREK’in buyurduğu gibi: “ Ağlayın su yükselsin belki kurtulur gemi,” Anne seccaden gelsin bize duâ Et emi? Mısraları doğrultusunda selin geldiğini ve hazzını yeniden hissedebilmeliyiz içimizde… Haftaya devam etmek üzere hoşça kalın dostça kalın!.. “ SEVDİKLERİNİZE GÜL VERİN eğer GÜL veremiyorsanız GÜLÜVERİN ” Bari!..
Yusuf ÇAKICI – Yalıhüyük / KONYA