Başörtüsü…

Rahman olan, Rahim olan, Settar olan, Ğaffar olan, Ğani olan, Kerim olan Yüce Allah (cc)  âlemleri yoktan var eden, yarattığı mahlûkat içinde insani en şerefli ve mükerrem kılan, Âdemoğlunu ilâhî halifesi olarak yaratıp akıl cevheri ile bezeyen, Yüce Allah (cc)’a hamd, kıyamet gününde Ümmeti! Ümmeti! diyerek bizleri şefaatiyle kucaklayan Muhammet Mustafa (sav)’ya, O’nun aline, ezvacine, ashabına, ahbabına salât ve selâm olsun…

Konumuza önce Kur'an'ın hatırlattığı ilkeler ışığında birkaç mukaddimeyle başlayalım…
1- “ Bilmediğin şeyin ardına düşme, çünkü işitme duyusu, görme duyusu ve kalp bunların hepsi hesap gününde bundan sorguya çekilecektir.(Kur’an Mesajı Meal Tefsir Muhammed ESED C.2.S,565 17/ İsra 36)
2- “…Bunun içindir ki; O inkarcılara deki eğer kendiniz bilmiyorsanız önceki kitapları okuyup izleyen kimselere sorun…” (Kur’an Mesajı Meal Tefsir Muhammed ESED C.2.S,565 21/ Enbiya 7)
  
Malumunuz olduğu üzere her insan ayrı ayrı hususiyetlerle yaratılmıştır. İnsanın vefasız-lık, susuzluk, açlık, tasa ve sevinç gibi hususları idrak etmesi, çocukların süt emmesi, kuşların uçması, balıkların yüzmesi, örümceğin yuva örmesi, yeni doğmuş yavruların kendileri için tehlikeli sayılan şeylerden sakınması gibi özelliklere hayatları için yapılması lazım gelen şey-leri anlamaları manasına gelen şuur veya idrake “ Vasıtasız İlim ” denilmektedir. Öyleyse ilim-siz ve bilgisiz insan istediği gibi konuşamaz.Bakınız Allah (cc) ve Peygamber aşıkları ne diyor-lar: a)- Hz.Cüneyd (ra) : “Hz.Peygamber (sav)’e uğramayan söz ve yollar kapalıdır, insanı neti-ceye ulaştırmaz. Veya Kitap ve Sünnet bilmeyenin arkasından gidilmez.” b)- Ebu Hafs (ra) : “Her zaman hal ve davranışını Kur’an ve Sünnet’e görev değerlendirmeyen ve kendini kontrol etmeyen, bu meydanın (Yani Müslümanlığın) erlerinden sayılmaz.” c)- Ebu Saidi-l Harraz (ra): “ Dinin ruhuna muhalif olan batın Batıldır.” (Sızıntı Kalbin Zümrüt Tepesinde 348.Sayı) Bu ışık ve ferler doğrultusunda ilerleyelim konumuza doğru dostlar…
  
Unutmayalım ki; kafaları karıştırmak için akla atılan taşı çıkarmak, kör kuyuya atılan taşı çıkarmaktan bin kat daha zordur haaa…Umarım başörtüsü konusunda ileri geri konuşup kitabı kendilerine uydurmak isteyenler konulara kendilerini ailelerini çevrelerini “KİTABA UYMAK”   zorunluluğu taşımalıdırlar çünkü müslümanız diyorlar  YA!..
  
Dostlar amacım yalnızca Rabbimin bu konudaki kesin emirlerini Kur’an ve Sünnet ışığında bilgisizlere ışık tutarken kendimde  “ Tekrar iyidir velev 180 kez olsa bile ” mukabilin-den şu sözcüklerle bilgilerimiz tazelenmiş olur…Hani bilenler bilmeyenlere anlatsın misali…
  
1- Burka veya burku: Bütün yüzü örten elbise.
  
2- Nikab:      Bütün yüzü örtmeyip iki gözden birini açarak bağlanan başörtüsü.
  
3- Lifâm:      Her iki gözü de burun üstünden itibaren açık bırakan başörtüsü.
  
4- Lisâm:      Burun açıkta kalacak şekilde ağız üstünden örtülen örtü.
  
5-Hımar veya humur: Yüz hariç başın ve boynun tamamını örten ve Kur'an'da emre                 dilen örtü.
   
6- Nasîf:     Hımar'ın daha büyüğü, Anadolu’daki atkıya benzer başörtüsü.
  
7- Mikne'a:   Nasif'ten daha büyük olup bel altına kadar uzanan başörtüsü.
  
8- Cilbab:     Yüz hariç baştan ayağa her tarafı örten örtüdür.
  
9- Tesettür :  Kadınların örtünmesi
  
Yukarıda kullanılan tüm başörtüsü isimlerinin hiçbirinin içinde “Baş” yoktur. Olmasına gerek de yoktur. Ayrıca Türkçede kullandığımız : “ Yazma, yaşmak, atkı, bürgü, bürümcek, çarşaf, çar, yağlık, eşarp, tülbent… Bunların tümü de bacak değil başı örter ve içinde “Baş” geçmez.” Ayrıca arapçada na'leyn, huffeteyn, cevrabeyn de ayağa giyilirler, ama içinde “Ayak” geçmez. Öyleyse bunların ayağa giyilmediğini söylemek ne kadar ciddi ise, islamda Kur’anda, Sünnette kamera ve mikrofon meraklıları hacıdan hocadan sordum da böyle bir örtünme yoktur demekte o kadar ciddidir. Unutmasınlar ki Koca Yunus’un dediği gibi: Derviş Yunus bu sözü, eğri büğrü söyleme, Seni sigaya çeken bir Molla kasım gelir…
 
Kıymetli dostlarım! Kur'an önce sevdiklerine haddini bilmeyi öğretir. Bir Allah dostuna sormuşlar İslam’ın şartları kaçtır deye; altıdır cevabını vermiş.Adam tekrar sorar muhterem biz İslam’ın şartlarını beş bilirdik altıncısı nedir dediğinde. O Allah dostu; İslamın altıncı şartı da “ HADDİNİ ” bilmektir der. Çünkü Kur'an haddini bilmezliği, cahil olarak vasıflar ve ebediyen mahkûm eder.Zaten başörtüsü emri yoktur diyenler hadsizliklerini ortaya koymuştur. Başörtüsü Allah (cc) ’a kayıtsız şartsız teslim olan mümin kadına kişilik ve kimlik kazandırmak için olup, mümin kadında “ RABBİMİN EMRİ BAŞIM GÖZÜM ÜSTÜNE! ” deyip gururla örtüsünü başında taşır. İstemeyenler olsada…
Efendimiz (sav) “Men teşebbehe bikavmin fehüve minhüm” Kim bir kavme benzerse onlardandır. Buyurmuşlar. Öyleyse Müslümanım, müminim diyen bir kadının kıyafeti Hz. Peygamber (sav)’in gösterdiği yöndeyse o kadın Muhammedidir. Attığı her adımda Rahmanın Rahmet ve Mağfiretiyle beraberdir. Aksi halde başörtüsü islamda yoktur diyenlerle birlikte Muhammedi vasfından çıkmış sayılırlar.

İslami giyim şekline uymayanlar hakkındaki ahiret azabı hususunda Hz.Ali (ra) şöyle buyuruyor: Bir gün Hz. Fatıma (ra) ile Hz. Peygamber (sav)’in huzuruna gittik Resululah (sav) ’ın şiddetle ağladığını gördüm: Anam Babam sana feda olsun neden ağlıyorsunuz? dedim. Hz. Peygamber (sav) “Miraca gittiğim gece ümmetimden bazı hanımların şiddetli azaba uğradıkla-rına şahit oldum; onların şiddetli azaba duçar oldukları için ağlıyorum. Sonra onlardan her biri-nin azabını açıkladı. Hz. Fatıma: “Ey benim gözlerimin nuru bunların işledikleri günahları bana açıkla” dedi: Resulullah (sav) şöyle buyurdu: “Saçlarından asılan kadın saçını namahrem erkek-lere karşı örtmeyen kadındır. Kendi vücudunun etini yiyen kadın ise vücudunu başkaları için süsleyen kimsedir. Ama vücudunun eti, makas ile kopartılan kadın ise kendisini başkalarına sunan kadındı. Buyurdular.
Hal böyleyken İlahi dinlerin sonuncusu ve en mükemmeli olan İslam dini, Allah tarafın-dan insanlığa gönderilen son din İslam giysiyi insanlığa verilen ilahi bir hediye olarak nitele-miş, kadına farz olan örtünmenin ölçülerini tam olarak belirleyerek örtünmesi hususuna ehemi-yet vermiştir.
         
Bilindiği gibi başörtüsü bütün mümin kadınlara tek tek FARZ’dır.Yani FARZ-I AYN’ ’dır.
   
Bu konuda günlerdir Demirel’in sık sık kullandığı gibi ağzı olan konuşuyor misaliyle, kamera ve mikrofonu gören kirli ağızlılar, Fıransadaki Karikatürcüler gibi Rabbimin emri olan başörtüsüne dil uzatmakta olup, bunun yanı sıra Peygamber (sav) varisleri konumunda olan Mütedeyyin Hocalarımıza da hakaret etmektedirler. Fakat kendileri gibi kamera peşinde koşan tele hacılar hocalar!…“Kur’an’da başörtüsü ibaresi yok, başörtüsü bir Arap geleneğidir, utanma-dan yaşlı bir kadını araç üstünde çıkarıp başını açtırarak kahrolsun Şeriat diyen azılılar Kur’an ’ın hangi hükmüne girerler varın siz düşünün…Kur’ ana çöl kanunu diyenlerle birlikte saf tut-maya başlayanlara, bir şairin dörtlüğüyle  seslenmek istiyorum: “ Bayrağın rengine kızanlar varsa, Örtüye uzanıp bozanlar varsa, Şüheda yurdundan utanan varsa, Tutmuyorum onu defolup gitsin…” Başörtülüleri Arabistan gönderenlere güzel bir cevap olmuştur.“ MUHAM-MEDİ VE  SECCADEMİZİ KÜSTÜRMEYELİM DERKEN ‘AKIL ABDESTİNİZ YOKSA VARIN ALIN!..’ Haftaya konumuza devam etmek üzere hoşça kalın dostça kalalım!..

Yusuf ÇAKICI – Yalıhüyük/KONYA

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
emoji-5
Emoji
Başörtüsü…

Bültenimize abone olun, yeni haberleri bildirelim.

Yalıhüyük hakkındaki yeni haberlerden haberdar olmak için ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Yalıhüyük.com ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!