İki ölü dirilirse ülke dirilir -1-

Rahman olan, Rahim olan, Hadi olan, Bedi olan, Reşid olan, Yüce Allah (c.c.)’ın isimleriyle başlayalım inşallah…

Eğitimcinin gayesi Allah’ı insanlara, insanları da Allah’a sevdirtmektir. Öyleyse kendiside Allah’ı sevecektir. Çünkü sevmeyen SEVDİRTEMEZ! (Eşrefoğlu Rumi)

Merhum Elmalılı Muhammed Hamdi YAZIR Hak Dili Kur’an Dili adlı eserinde İlahi! Hamdını sözüme Sertaç ettim, diyerek başlayan duanın bir bölümünde şöyle buyurmaktadır. “…Sen duyurmazsan ben duyamam, sen söyletmezsen ben söyleyemem, sen sevdirmezsen ben sevdiremem. Sevdir bize hep sevdiklerini, yerdir bize hep yerdiklerini, yar et bize erdirdiklerini…”  diyerek inci tanelerini dökmektedir… Dolayısıyla ey dostlar, Allah  (c.c.) bizleri sever bizlere yardım ederse bundan büyük mutluluk varmı? Ama ‘O’ bizi terk ederse kim bize yardım edebilir acaba. O halde Müslüman olmamız nedeniyle Allah (c.c.)’a güvenmeliyiz. Bizler Rabbimin kulu olarak neyi arıyorsak oyuz. Neyi seviyorsak oyuz. İşte o zaman Hz. Mevlana’nın  “ Biz aradığımızı bulduk. ” Buyurduğu gibi insanoğlu aradığını bulmuş olur.

Üzüntüyle belirteyim ki; Yüce Rabbim kazançtan bereketi, insandan fazileti, kadından hayâ ve iffeti – kocaya itaati, komşudan komşuluğu, âlimden ameli, kürsülerden Adalet kalkanı olan Hz.Örem (r.a)’ın “ Kenar-ı Fırat’ta bir kurt kaparsa koyunu Ruz-i Mahşerde Ömer’den sorarlar sözünü söyleyip de sonra cübbesiyle çıkarıp uzak yaşayanları, Adalet mülkün temelidir ancak mülkünü tutan adaleti sarsar olan hâkimden adaleti, ‘Bir kez gönül yıktın ise bu kıldığın namaz değil, Yetmiş iki millet dahi elin yüzün yumaz değil.’dizilerinden bir eserin kalmadığı gönülden samimiyeti kaldırmış bir zaman diliminde maalesef yaşamaktayız.

Dostlar unutmayalım kitapları okumakla, vaaz dinlemekle, bir türlü âlemlere Rahmet olarak gönderilen yürüyen Kur’an olan Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v.)’e benzeyemediğimizi, hepimiz görüyoruz. Çünkü bakıyoruz ki bazıları karikatürlerle, kimileri ağızlarındaki salyalarla hakaretler ederek, içlerini düzeltmeden, dışlarını bir türlü değiştiremeyecekleri gün gibi ortada. O halde yapılması gereken, önce iç dünyamızı, kalbimizi, niyetimizi ‘O’na uydurmak olsa gerek. 

Sehl b.Tusteri; Hz.Peygamber (s.a.v.)’i sevmenin alameti, sünnetine uymak, sünnetine uymanın alameti ise ahireti sevmek, ahireti sevmenin alameti ise dünyaya buğz etmektir. Allah (c.c)  sevmenin işareti, Kuran-ı sevmektir. Kur’an-ı sevmenin alameti ise Hz.Peygamber (s.a.v.)’mi sevmektir. Buyurmuşlardır.

Müslüman, kelime manası itibariyle dahi, hayatının tamamında, Allah (c.c.) a pazarlıksız teslim olan insan demektir. Dolayısıyla müslüman hayatının tamamında Allah (c.c.), Allah (c.c.) diyemiyorsa, yani aile hayatı, ticari hayatı yani dükkânında büyük bir maşallah yazılı nazarlık asılı olduğu dolabında ise içki satıyor, kahvesinde büyük bir maşallah yazılı nazarlık asılı olduğu halde kumar oynatıyorsa, barında büyük bir maşallah yazılı nazarlık asılı olduğu her türlüklerin gel geç hanı ise, eğitim hayatı değişik diplomaları olup da islamla Kur’anla Peygamberle, Müslümanlarla barışık değilse ki ( inşallah öldüğünde bulaşmayı istemez ar damarı varsa yüzü varsa…), kısacası sosyal faaliyetleri, masası, kasası, yatı, katı, nefsi, nesli Allah (c.c.)’ın emir ve yasaklarına aykırıysa, sadece dara düştüğü anlarda Allah (c.c.), Allah (c.c.) demesinin ne manası ve ne de bir değeri var. Ki yoktur da…

Rasülullah (s.a.v.) şöyle buyurur:  “ Sen bollukta Allah (c.c.)’ı an ki, Allah (c.c.)’ta seni darlıkta ansın.”

Benjamin Franklin’in şu sözü, ne kadar anlamlıdır: “ İnsanları yöneten Allah (c.c.)’tır. Bir kırlangıç bile nasıl Allah (c.c.)’ın emri olmadan yere düşmezse, bir devlet ve millet de O’nun yardımı olmaksızın yükselemez.”

Neticede: Devleti meydana getiren hiç şüphesiz insanlardır. Dolayısıyla, bunu bir gemiye benzetirsek. Gemideki bütün yolcular yanı insanlar,  gemiye gelecek zarardan tehlikeden sıkıntıdan, sevinçten tümü etkilenir.

Evliyalardan bir zat, yanında cariye bulunan bir adamla bir gemiye binmiş. Cariyenin efendisi içki içip, cariyesine şarkılar söyletip keyfü sefa yapıyordu. Daha sonra o evliyaya dönüp: bunlar ne kadar hoştur, değil mi? dedi. Evliya dedi ki; benim nazarımda bunlardan daha hoş olanı vardır. Adam. Bunlardan daha hoş olanı nedir? Diye sordu. Evliya şu ayeti kerimeyi okudu: “İnsanların yapıp – ettiklerinin dosyaları açıldığında,” (Kur’an-ı Kerim ve Tefsiri Muhammed ESED 81/10) adam bir an düşündü ve bu günahların hepsi benim amel defterime yazılacak. Peki, kıyamet gününde amel defterim açıldığı zaman halim ne olacak?” dedi ve bağırdı, düşüp bayıldı. Kendine geldiği zaman; cariyesine, seni azat ettim, ben du bu adamın kölesi oldum, emrine girdim dedi. Ve yaptığı bütün kötülüklerden pisliklerden Nasuh bir tevbe ile Allah (c.c.)’a yöneldi.  Eviniz gül, gönlünüz Gülşen olsun. Görüşünceye dek hoşça kalın dostça kalalım…    
 
Yusuf ÇAKICI – Yalıhüyük /KONYA  
 
NOT: (Dostlar: Hak vereceğiniz bu yazı başlığı olan iki ölü dirilirse ülke dirilirin cevabını tahmin eden sız kıymetli okuyucularımdan yorum olarak beklerken. Ben de ikinci, üçüncü veya son bölümde vereceğim.) Lütfen devamını takip edelim…) 

0
mutlu
Mutlu
0
_zg_n
Üzgün
0
sinirli
Sinirli
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
emoji-5
Emoji
İki ölü dirilirse ülke dirilir -1-

Bültenimize abone olun, yeni haberleri bildirelim.

Yalıhüyük hakkındaki yeni haberlerden haberdar olmak için ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlatın.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Yalıhüyük.com ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!